Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
73 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
BENİ SORARSAN, ÖLÜME GÖZ KIRPAN KİTAP
#BENİSORARSAN #GÜLTENAKIN #YKY 2. baskı: İstanbul, Haziran 2014 74 Sayfa Bu sıralar şiir kitabı okumayı ,öyle böyle değil, bir hayli abarttım. Nasıl denir? Ne kadar iyi şair, ne kadar iyi şiir varsa hepsini okumak, hepsini tekrar tekrar okumak, şu kısacık ömüre birkaç dize fazladan sığdırabilmek isteği olsa gerek. Bunun yanı sıra, şiirle
Beni Sorarsan
Beni SorarsanGülten Akın · Yapı Kredi Yayınları · 2016716 okunma
.... Bir işçi ölümünün “dayanılmaz hafifliği” Zincirlerle çekiyor işçiler Güneşi yatağımın başına Ben nasıl çıkarım bu kirli yüzle Güneşin karşısına? Celal Sılay Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanındaki “dayanılmaz hafiflik” ifadesinin, birçok yazıya başlık olmasının artık sinir bozucu hale geldiğini kabul ediyorum. İnsan
Reklam
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap ile Film Arasındaki Farklar ve İnceleme
Yüzük Kardeşliği’ni okumaya başladıktan sonra aslında film ile kitap arasında ciddi farklılıklar olduğunu hatırlamış oldum. Böylece aklıma böyle bir yazı hazırlamak geldi. Bu yazıyı hem sizler için hem de kendim için yazıyorum (sonrasında dönüp dönüp tekrar okuyabilmek amacıyla aslında daha çok kendim için hazırlıyorum sanırım) Filmlerle kitaplar
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,7bin okunma
388 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
YARININ ADAMI III - YA İSTİKLAL YA ÖLÜM Mustafa Kemal konuştu.. "Millî hâkimiyete dayanan, tam bağımsız Türk devleti teşkil etmek.. Hedefimiz bu olacaktır. Kolay şey değil.. İhanetlerle karşılaşacağımız muhakkaktır. Saray, hükümet ve yabancılar ilk andan itibaren harekete geçecektir. Millî mücadele aleyhine isyanlar ve ihtilaller
Yarının Adamı - Ya İstiklal Ya Ölüm
Yarının Adamı - Ya İstiklal Ya ÖlümCon Sinov · Masa Kitap · 202472 okunma
Arada kalmak, kurgu dünyasının en gözde ıstırap temalarından olagelmiştir. Arada olmanın korku ve acıyla özdeşleştirilmesi, sınırlar ötesinin tekinsiz alan ilan edilmesi, insanın kurduğu her düzeni mutlaklaştırma, saflaştırma, tek biçimleştirme yolundaki sonsuz çabalarının zorunlu sonucu sayılabilir. Tek tanrılı dinlerin ilahiyatında cennet ile cehennemin arasında bir de Araf imgesi vardır ve Araf’taki kullar cennetle ödüllendirilecek olsalar bile önce arındırıcı alevler içinde eziyete tabi tutulurlar. Ya da yaşam ile ölüm arasında kalan ruhun ıstırabı ancak göçüşünü tamamlayabildiğinde biter; ruh, aradığı huzuru ancak böyle bulur. Ne var ki, gerçek tarih, en incelikli kurgulardan daha zengin, bunları aşan figürler çıkarabilir. Tarihte bazı ruhlar var ki, huzur aramaktan özenle kaçar, tekinsiz alanlarda oynamayı sever. Bunlar için arafta kalmak bir varoluş biçimine dönüşür. Aidiyet ile huzuru eşleştiren evcil kültür, böylelerinde tükenmez bir öfke uyandırır ve bu süreklileşmiş öfke de üretkenlik kaynağına dönüşür. Bu yüzden, bunlar için asıl eğlence, bütün istikrarın tekrar tekrar yıkılmasındadır.
Kısırdöngü asla yok olmaz. Sadece genişler, sonra da kendini unutturur. Niye? Çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. Üstünde tam tur atmak o kadar uzun sürer ki, aynı noktadan ikinci kez geçtiğini anlayamazsın bile. Hatta bazen kısırdöngü öyle bir genişler ki başladığın yere dönmeye ömrün bile yetmez. İnsan da kör bir at gibi koşturur durur üstünde. Düz gittiğini zanneder. İlerlediğini. Hatta ilerlerken öldüğünü düşünüp son nefesini bile huzurla verir! Ama kör olmak şart, tabii! Yoksa anlarsın aynı yerde dönüp dolaştığını. Onun için yaşlıların gözleri bozulur, anlıyor musun? Aynı yerden tekrar geçtiklerini anlamasınlar diye. Kısırdöngüye karşı doğal bir savunmadır aslında, körleşme. Mekanik bir tepkidir yani! Hayatın kendisi gibi… Hatta bu yüzden hayat da bu kadar sıkıcı! Çünkü hayat da sadece bir tepki. Şimdi bak şu çevrene! Her şey hayatın düşmanı! Yediğin, içtiğin, ne bileyim aldığın her nefes, her şey! Hayat da işte, buna karşı bir tepkiden ibaret! Tabi en başta ölüme karşı! Okulda öğretmişlerdir. Nedir bilimin temeli? Etki ve tepki değil mi? Ne demek biliyor musun? Doğadaki inatlaşma demek! Her şey bir inat meselesi. Özellikle de yaşamak. İşte bu yüzden de hayat, maçın kendisine şeref golü sayan, inatçı bir asalaklar takımını izlemek kadar sıkıcı. Dolayısıyla bir umut ya da bir amaca gerek yok, hayatta kalmak için. Öleceğini bilmek yeter. Hayattasın çünkü tehlikedesin. Hayattasın çünkü her saniye ölüyorsun. O kadar. Hayatının anlamı işte bu: Ölüm korkusu!
Reklam
Kısaca :sadakatla başlayan herşey ihanetle biter...
Sadakat, ne menem şeydir bu sadakat... Sessiz kalmak mıdır? ... Kıyametin kopacağını bile bile...
Zembilfîroş hikayesi!
Zembîlfiroş’ta ki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikayesidir. Efsanenin Mezopotamyanın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farqîn’de geçtiği yaygın olarak söylenir. Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluymuş. Görenin bir daha dönüp baktığı,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.