Umutsa uzaktan sesleniyor bize, çok uzaktan.
Selâm! Hafif bir ses duyuyor musun Masanın sağ yanından?... Bu satırları bitiremeyeceksin Geldim işte, çıkageldim evine. Yaralayacak mısın beni Geçen günkü gibi, gene? Ellerimi görmüyorsun, dedin, Ne ellerimi, ne gözlerimi. Aydınlık ve yalın bir evin var, Kovma beni burdan, Gönderme beni Kirli suların buz tuttuğu O köprünün altına.
Reklam
Kapı yarı aralık Ihlamurların kokusu... Bir eldiven, bir kırbaç Unutulmuş, bir masanın üzerinde Gaz lambasının sarı aylası Ortalığı dinliyorum. Niçin çekip gittin? Anlayamıyorum... Yarın sabah Günlük güneşlik olacak Ne güzel bu yaşam, Uslu dur yüreğim. Çok bitkinsin, Yavaş yavaş atıyorsun, boğuk Biliyor musun, bir yerde okudum Ölümsüzmüş ruhlarımız.
Hâlâ mi arkadaşlık? Hiç kaplanla yaban eşeği, engerekle saka kuşu arkadaş olabilir mi? Ben senin avındım. Sen bana, avcı şikârına nasıl bakarsa öyle baktın
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan su şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlardan Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu arınıp duran korkak ellerimi tut. Bu evleri atla bu evleri de bunları da GÖĞE BAKALIM..
Can sıkıntısı bilmeyen bir insana ne mutlu!
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.