Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
Reklam
Padişah basına sürekli müdahale ederdi; hoşuna gitmeyen kişilere gazete çıkarma izni vermez, yazarlarını işten attırır ya da sürgün ve hapisle cezalandırırken kendisini sürekli öven Sabah gibi gazeteleri altına boğardı. Ayrıca gazetelerin hisselerini ele geçirerek, muhalif yayınların önünü tamamen kesmiş olurdu. Sadece bununla da yetinmez, yabancı gazetelere de aleyhindeki yayınları kesmeleri için epeyce para öderdi.
Sayfa 107Kitabı okudu
ll. Abdülhamid’in Basına Uyguladığı Sansür
“Padişah basına sürekli müdahale ederdi; hoşuna gitmeyen kişilere gazete çıkarma izni vermez, yazarlarını işten attırır ya da sürgün ve hapisle cezalandırırken kendisini sürekli öven Sabah gibi gazeteleri altına boğardı. Ayrıca gazetelerin hisselerini ele geçirerek, muhalif yayınların önünü tamamen kesmiş olurdu. Sadece bununla da yetinmez, yabancı gazetelere de aleyhindeki yayınları kesmeleri için epeyce para öderdi. Viyana'da Korres pondans ve Paris'te Oriyent adlı gazeteleri çıkarttırmıştı.”
Türkiye’de akademisyenler uzun süre kendilerini yönetici sınıfa dahil veya onunla ittifak halinde görmüşlerdir. Böyle olmayanlar dahi, eğitim yılları boyunca tutuculaşır. Ayrıca Türkiye gibi ülkelerde akademik kariyer şansı, pek çok durumda siyasi temkinle de irtibatlıdır. Akademik atamalar, yükselme olanakları, fonlara ulaşım gibi pek çok hususta, kızdırılmaması gereken bir üst düzey meslektaşlar grubu vardır. Bununla birlikte, eleştirel çalışmalar da çoğunlukla soyut, zor bir dille kaleme alınır, böylece tehlikelere karşı korunaklı kılınır. Tüm bunlar, kritik kaynaklara, izinlere, fonlara ulaşmak isteyen yabancı akademisyenlerin de bir oranda dikkat etmeleri gereken hususlardır. Nancy Lindisfarne, Elhamdülillah Laikiz: Cinsiyet, İslam ve Türk Cumhuriyetçiliği, İletişim Yayınları, 2002, s. 50-51, 54, 94, 105.
Amerika’nın yabancıları kendi yaşayış ve dünya görüşüne yaklaştırmada kullandığı bir yol da American Field Service (A.F.S.-Amerikan Alan Hizmeti)'dir. Elli ülkede, bu arada, Türkiye’de aktif olan bu servis her yıl seçilen yabancı lise öğrencilerini, daha bu yaşta bir yıllığına Amerika’ya taşımakta ve iyi hâlli Amerikan aileleriyle birlikte oturmalarını sağlamaktadır. Bu servisle yetişen ve daha önce yetenek ve çalışkanlıklarına bakılarak seçilen bu körpe gençlerden, ülkelerine dönünce, gazete yayınları, radyo konuşmaları, siyasî partilerde aktif görev, okullarda öğretmenlik ve hükümet hizmetinde çalışma gibi yollarla Amerikan dünya görüşünü savunmaları, saldırgan Amerikan politikasını haklı çıkarmaları, Amerikan emperyalizminin bir aracı olan NATO'yu bir barış örgütü gibi sunmada yardımcı olmaları ve böylece siyaset ve kültür alanlarında Amerikan çıkarlarına hizmet etmeleri beklenir. Her ne kadar Amerika’ya bu yolla gidenlerin çoğu farklı düşüncelerle dönüp Türkiye’nin gerçekleri karşısında hiç de Amerika’nın umut ettiği gibi davranmıyorlarsa da, bu program da kesinlikle kaldırılmalıdır.
Sayfa 223 - İleri YayınlarıKitabı okudu
Reklam
395 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.