YAĞMUR GÜZELİ
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince Rüzgarlar esmiyor mu serince Bir sigara yakıyorum efkarlanarak Çıkıp karşıma sen geliyorsun Saçların ıslanmış oluyor Gel diyorum duymuyorsun beni bir türlü Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden Ellerim boşlukta kalıyor.
Yavuz Bülent Bakiler
Yavuz Bülent Bakiler
Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından Yada bir yağmur sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim Beklide bir rüyaydım Senin için.. Uyandın ve ben bittim Beni güzel hatırla Çünkü sevdim seni ben her şeyini Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini Beni üzdün kınamadım Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım Beni güzel hatırla Sayfalarca mektup bıraktım sana Şiirler yazdım her gece Çoğunu okutmadım Sakladım günahını sevabını içimde Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın Beni güzel hatırla Sana unutulmaz geceler bıraktım Sana en yorgun sabahlar Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye Vedalar bıraktım duraklarda Ne arasan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda Beni güzel hatırla Dizlerimde uyuduğunu düşün Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne Anlından öptüğüm dakikaları Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün Şaşırtmayı severim biliyorsun Bu da sana son sürprizim olsun Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum Beni güzel hatırla GİDİYORUM …
Reklam
En çok yağmur yağdığında seviyorum bu şehri. Herkesin yüzü ıslak, başı öne eğik... Sanki herkes suçunu kabul etmiş gibi...
Yağmur damlalarının arasında birkaç gözyaşı toprağa düştü. Baş eğik , gözler bulut , gözyaşı yağmur olmuş . Kalpteki kırıkların sesi şimşek , kanlar yıldırım olmuş . Toprak yaren olmuş. Yağmuru gören, şimşeğin sesini duyan , yıldırımın göz kamaştırıcı ışığını görenler var. Elleri bulutlara erişmeyecek insanlar var. Toprağı ezip geçecek vicdansızlar var . Ve hep bir şeylere mahkum olan , yağmura sığınan kimsesizler var
Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Yavuz Bülent Bakiler
Benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam. Yalan yok! yalan asla olmayacak Çünkü aşkı üstünüze serpiştirip kaçan o yağmur Bir gün sizi de ıslatacak Bir gün sizde hüzünle bakacaksınız kalbinizin içine Orada bir şarklıyı göreceksiniz Biz şarklılar, yani aşıklar Ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar Hep yenildik! Farklı malubiyetlerden kuruldu bizim tarihimiz Diyorum ki... vaktiniz varsa bu akşam Bizim yüzümüz kızarır Biz uzaktan sevmelerde birinciyiz Genç kızlara başlarımızı çevirip bir bakamayız Bir bakarsak usulca elimizden kayar Ve parçalanır kristal gençliğimiz Biz kristal gençleriz madam Kolayca tuz buz oluruz O kapının önünde saatlerce ağlayacaktı o sırada fonda ‘’Senin mavi gözlerinde çalacaktı‘’
Kemal Sayar
Kemal Sayar
çalacaktı Sonsuzadek Sofya...
Reklam
Her şey geçici.Yudumladığımız çayın sıcaklığı, fırından henüz çıkmış ekmeğin buğusu, yağmur sonraları beliren gökkuşağının rengarenkliği, saçlarımızın karalığı, tenimizin berraklığı, diş çıkaran bebelerin çenelerinden damlayan sular,evler,arabalar, taşınır taşınmaz mallar,egolar...hep geçici. O yüzden sakin...daha sakin...
YorgunitiN Yankısı
Göğsüm de ki bir uyuZ KöpeK GibI o YağmuR da DÎNDÎ, ıSlak ttitrek De ki ölüm ki birRENKTIR gri uyuzköpek, dişi firlak Yabancıbiryolun keNarında yaşayıp duRur yoldan geçeN kamYON ve birçokmobildir geçindigi, o Rezzill kıymık VAŞAK HANI BIR SAIRIN PESI SIRA KOŞAN hani şu şeytanın dölü Onuun saçlarında dolaşan hayır ve Hayır YINEHAYIR! nedir seni güzel yapan Ey ismi haykiriLaMaZ Olan yapannedir engüzeligüzel? Sesinin o kahredicikiymigi mi ya Da Ben gibi öksüzün Aradığı, Göğsümdeki o yağmur da DÎNDÎ Kuduz bir köpek, titremiş, ıslak KarabirÇALI, it titrek Kuzluyor yavrularını Dinlerken kendi yankısını Göğsümdeki o yağmur da dindi Dinlerken o yorgun itin yankısını!
Saçların yılkı. Vahşice dağılıyor rüzgârın doğurgan kollarında. Bütün yakınlaşmalara ürkek, ele gelinebilir değil hiç! Yırtılarak bir akşamın karnından, dokunuşlardan sıyrılmaya alışmış bir kere. Yağmur geçmiş olduğun vadileri biraz olsun teselli etmeye. Yarası sarılmamış bir tutsak gibi mi bakarsın hep böyle? Saçlarınla uğultulu kaçışlarındayız ölümün. Yutkunduğumuz bir şiiriz kirpiklerinle. Yutkunduğumuz bir şiiriz yine kirpiklerinle!
Dön gü
Her veda aslında bir sonraki buluşmanın bir nevi habercisidir. Hoşça kal diye yapılan ayrılıklar aslında sonra görüşürüz demenin üstü en kapalı halidir. Bana inanmıyorsan doğaya bak: Bulutlar yağmur damlalarını taşıyamayınca yağmur buluta __Hoşca kal Der, Ve sonra buhar olup o buluta tekrar döner. Ve bulutunda yine o buhar yağmur olur. Yani bulut olmasa yağmur olabilir mi dersin? "Güzelliğin on para etmez, bende ki bu aşk olmasa..." Âşık Veysel in anısına saygıyla. Karanlık
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.