ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Öfkeli ve melankolik bir kuzey adamı gibidir. İlkyaz ve yaz mevsimlerinden çok kıştan hoşlanır. Yolculuklarını güneşi bol ülkelere değil, İngiltere, Almanya, Belçika ve Hollanda gibi sisli ve yağmurlu ülkelere yapar. Claudel Verlaine’e Ardenli çocuk derdi. Karataş adını takmıştı ona. Karataş bilindiği gibi, her zaman, yağmurdan nemli ve karanlıktır. Dizelerinde sık sık yağmur ve göz yaşlarına raslanır. Kuzeyin sislerini sever, düşler evrenine götüren bütün ortamları sever. Van Gogh ve Nerval’i büyüleyen öğlen güneşlerinin aldatan görünüşüne kayıtsızdır. Dizelerini güneş batınca yazar. Şiirlerindeki kar beyazlıktır, çocukluk günlerine özlemdir.
Reklam
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla