...
(bilmiyorum nedir bu sende olan, bu kapayan ve açan; yalnız anlıyor içimde birşey gözlerinin sesini güllerden derin olan)
kimsenin yok, yağmurun bile, böyle küçük elleri.
(nedir bilmem şu sende olan, bir kapanır
bir açılır; yalnız içimdeki bir şey anlar
bütün güllerden daha derin senin gözlerinin sesi)
Kimsenin, yağmurun bile yok, böyle küçük elleri
Kalktım doğduğun yerlere geldim.
Vadinin şarkısını dinliyorum, rüzgârın merakını. Yamaçlarda unutulmuş bir kuzunun sesi, gecede yosunun sonbaharı.
Kimliğime uzun uzun baktılar. Munzur’u, onu büyüttüğü için tavaf edeceğim dedim, sövdüler. Burada pişene kadar yanacağım dedim bu sefer, içimden. Kalbimin yasını bu dağlara karışanlarla bir