1880'lerde gelen yerleşimcilerin çoğu Rusya'dan, özellikle de bugünkü Polonya topraklarından gelmiş olsa da, gerek bu insanların gerekse destekçilerinin inandığı ideoloji ve politik örgütlenme şeklini belirleyen kişi, bir Rus Yahudisi değil, bir Viyana Yahudisi olacaktı. Aynı zamanda avukat da olan gazeteci Theodor Herzl, 1896 yılında yayımlanan Yahudi Devleti isimli bir kitap kaleme almıştı. Herzl kitabında Yahudilere, Fransa veya Almanya gibi tek bir ulus devlet kurmaları çağrısında bulunuyordu. Devrin diğer Avrupalı sömürgecilerinin duygularını yankılar bir biçimde, kurulacak bu Yahudi devletinin aynı zamanda "medeniyetin ileri karakolu" olabileceğini ve "Asya"nın barbarlığı karşısında bir tür savunma gücü ortaya koyabileceğini iddia ediyordu.
Sayfa 18 - Say YayınlarıKitabı okudu
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Reklam
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
Osmanlı Diplomasisi ve İstihbarat Diplomatik görevlerinin yanı sıra, elçiler aynı zamanda usta birer istasyon şefidir. 1716 yılında yazdığı kitabında François de Callieres bunlara “Şerefli casus” (espion honorable) adını takacaktır. Özellikle yüzyılın ikinci yarısından itibaren gittikçe daha düzenli bir şekilde yazdıkları mektuplarında büyük
Devletsiz Halklar, Temsil Edilmeyen Halklar
Bilindiği gibi, eski sömürgecilik, dünya haritasını kafasına göre cetvelle çizmişti. Bu cetvelci anlayış, yeni sömürgecilik çağında, önce ABD’de ve Haiti’de ve özellikle de 19. yüzyılda Latin Amerika’da büyük yara almıştı. 20. yüzyılda ise, bağımsızlık, özgürlük ve kurtuluş hareketleri, bu cetvelci anlayışı iyice zayıflattı. Fakat yine de bugün
Türkiye Putin'ini Arıyor Soğuk savaş sonrasında Atlantik emperyalizminin dünyanın merkezine saldırıya geçmesiyle beraber Türkiye’nin içinde bulunduğu bölge ciddi bir tehlike sürecine girmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında bu bölgeye gelen Amerikan emperyalizmi üç yüz yıllık bir rüya olan İsrail’in kuruluşunu sağladıktan sonra dünyanın
Reklam
140 öğeden 151 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.