Cüzzamlıları...Üçüncü Laterano Konsilinin kararları doğrultusunda onları diğer insanlardan mutlak olarak ayırdılar. Kilise’ye, de­ğirmenlere, fırınlara, pazarlara, çeşmelere, meyhanelere ve hastanelere gitmeleri, Hıristiyan mezarlarına gömülmeleri yasaklandı. Kentlerden kovuldular ve başlarına gelebilecek en iyi şey, şehir mekânının dışında
Sayfa 46 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Bakara Sûresi 177. Ayet
(Ey ibadet edenler!) İyi ve erdemli olmak (yalnızca) yüzlerinizi Doğu ve Batı tarafına çevirmeniz değildir...** **önceki Hristiyanlar, Doğu';ya, Medine ve çevresindeki Yahudiler ise Kuzeybatı'ya düşen ve Beyt-i Makdis'e yüzlerini dönerek ibadet ediyorlardı. Müslümanlar da Kabe'den önce Beyt-i Makdis'e veya uygun gelen cihete dönüp ibadet ediyorlardı. Burada gerek böyle gerek namazda selam verirken yüzü doğu ve batıya çevirmek de kasdedilmektedir.** ....Fakat iyi ve erdemli (müttakî) kişi; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a (Kur'an'a) ve peygamberlere inanıp malı(nı) sevgisine rağmen (Allah rızası için) akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda/sokakta kalmışlara, dilenenlere ve boyunduruk altında bulunanlara (kurtulmaları için ihlasla) veren, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, ahitleştiği zaman sözlerini yerine getiren; sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın şiddetlendiği anda sabredendir. İşte (imanlarında, yaptığı iyilik ve taatte) doğru olanlar onlardır ve takvaya erenler de onlardır.
Reklam
Bu arada başka günlükler ve mektuplar okudum, sivil halkın çektiği acıları kesinlikle algılayan, öfkesini dile getiren; bir de son derece doğalmış gibi sivillerin öldürülmesinden –gerek Yahudiler gerekse Ruslar- söz eden başkaları. Öldürmeyi kolaylaştıran, öğrenilmiş dil: hayatları kirli, düşkün, hayvanlaşmış olan alt insanlar, parazitler zararlılar.
Sayfa 84 - Can Yayınları
Çünkü batılı Yahudiler, ABD'nin "vaat edilen topraklar" olduğunu, buradaki kazanç ve tefeciliğin "süt ve bal olduğunu" ve New York'un ise, gerçek Kudüs olduğunu söylerken doğulu Yahudiler, farklı bir görüşü dile getiriyorlardı.
Sayfa 138 - Etkin KitaplarıKitabı okudu
Sana gül diyorlar ey Rasul! Gül gibi narin olduğunu söylüyorlar Haklılar ama çelik gibi iradenden bahsetmiyorlar Seni övdüklerini sananlar Senden habersiz yaşıyorlar Zilleti sabır, korkaklığı metanet, kıyamı terör zannediyorlar Sana gül diyorlar ey Rasul! Gül gibi zarif olduğunu söylüyorlar Haklılar ama kılıç tutan ellerinden bahsetmiyorlar Seni
Uzun Philippe zamanında, cüzamlılar aracılığıyla çeşme sularını zehirlemekle suçlanan Yahudiler Fransa'dan kovulmuştu.
Sayfa 244 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Emperyal Oteli
ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var sımsıcak bir merhaba diyecektim başımı usulca dizine koyacaktım dört gün dört gece susacaktım yağmur sönecekti yanacaktı sameland seferden dönecekti duvardaki saat duracaktı kalbim kendiliğinden duracaktı ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var emperyal
Farslı'nın düşmanlık ve saldırılarının hedefini, düşman oldukları dinin merkezi oluşturur; Yani Kur'an ve Sünnet. Kur'an'ı değiştirmeye, ona alternatif Kur'an'lar(!) oluşturmaya çalışanlar bile olur. Ancak ilahi kanun gereği bunu başaramazlar. Bu sefer çalışmalarının yönünü biraz değiştirip, Kur'an'ın insanlar tarafından görünen-dış (zahir), gizli-görünmeyen (batın) anlamları olduğu anlayışını temel alarak, konunun boyutunu değiştirip, yaygınlaştırırlar. Bu alanda yalnız da değildirler. Yahudiler birinci derecede yardımcıları olurlar. Her türlü sapık, yanlış, batıl bilgiyi Kur'an'ın bâtın anlamı diye cahil insanlara sunmaya başlarlar. Çalışmaları öylesi boyutlara ulaşır ki, Müslüman kimliği altında Allah'ın varlığı ve sıfatlarını bile tartışma konusu haline getirirler. Bunun sonucunda oluşan inanç kaosu içerisinde, bütün boyutlarıyla Zerdüşt olanlar bile kendilerini Müslüman olarak lanse etmeyi başarılar. Varlıklarını da uzun süre devam ettirirler. Bunların gerçek kemiklerini bilen Müslümanlar, Müslüman olmadıklarını belirtmek için onlara Zındık ismini verirler.
Sayfa 26
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ben bu kitabı daha önce okumuştum. Ancak kötü bir yayınevindendi. Dolayısıyla İş Bankası Kültür Yayınları’ndan almak istedim. Kitabı o zaman da olduğu gibi çok beğendim. Benim için gerçekten yeri ayrıydı. Kitap, Dostoyevski’nin yaşamından bir kısmını ele alıyor: Bu kısım da sürgün yılları. Mahpusların hayatını, hürriyet adına kurduğu hayalleri, acımasız kürek cezaları ve daha birçok şey. Özellikle cezaevinde birçok milletten bahsetmiş. Bunlar arasında Müslüman Ali vardı, Polonyalılar, Yahudiler ve diğer mahpuslar. Başkahraman Aleksandr Petroviç eski soylulardan olduğu için mahpuslar onu sevmezler. Nitekim mahpuslar; efendilerini, amirlerini öldürmüşlerdir zaten. Kitapta bu ince ayrımı da net bir şekilde görüyorsunuz. Mesela onu seven Petrov’un “Siz bizimle nasıl arkadaş olursunuz?” deyişi buna bir örnek. Cezaevinde bile soylular ve diğer mahpuslar arasındaki fark gözle görülebilir biçimde. Kitabı bu anlamda da çok beğendim. Dostoyevski’nin bana göre baş yapıtlarından biri.
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
Şu anda dünyanın gözleri önünde Kan sıçrarken yaşamın yüzüne Bu lekeyi tarihten kimler siler Bu katliam utancını kimler Nazi kamplarındaki fırınlarda Bitmediyse yakılan Yahudiler Ya vurulan Filistin nasıl biter Bu gece sabaha karşı Filistin mevzilerinde patlayan şafak Şafak değil bir silah Her ölüm bir destan Her yürek dünyayı tutan bir ah Ve bütün gecelere inat Karanlığa dişleriyle saldırırken sabah Ey vah sana dünya-eyvah
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.