boşluk kendine çevirdi beni. her şey ağırlaşıyor. her şey soğuyor. belki de hiçlik bu. sen orada yalnız kalma diye burada konuşup duruyorum. canımın burcu. kirpiksiz gülüm. merhametine sığındığım kadın. senden bir parmak yüksekte aldığım her soluk kalbimi kurutuyor. ömür hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı.
Sayfa 67
Onüçüncüsü: — Ben, gözlerimi dünyaya ve ehl-i dünyaya kör yapmanı, kalbimi de yalnız seninle meşgul olur hâle ge­tirmeni diliyorum.
Reklam
"Sana aşığım dedim. Böyle hissetmemek için çabaladım, gerçekten çabaladım ama hiçbir işe yaramadı. Senin bana karşı böyle hissetmediğini biliyorum ama sana bunu söylemem lazımdı çünkü... Ve artık benimle vakit geçirmek istemeyeceğini biliyorum ama Camilla... Sen benim şimdiye kadar edindiğim en iyi arkadaşlardan birisin. Zekisin, mükemmelsin, çok garipsin ve çok büyük ihtimalle gördüğüm en güzel kızsın. Senin tanışmadan önce tek istediğim her şeyi ileri sararak yaşamaktı. Ancak gerçekte hayatım donup kalmış bir sahneden ibaretti. Sen bana oynat düğmesine bastırdın. Sen her şeyin yeniden akmasını sağladın. Ve nereye gidersen git, bana karşı ne hissedersen hisset, seni bu yüzden hep seveceğim. Söylemek istediğim tek şey buydu. Seni yalnız bırakayım." ----------------------------------------------------------------- Gözlerim hâlâ kapalı, onun derin bir nefes aldığını duydum. "Sam, seninle tanıştığım andan itibaren senden hoşlandım. Kendimi birlikte ders çalışalım diye sana zorla evine davet ettirdim, kendi başıma da gayet iyi çalışabilmeme rağmen! Tatile çıktığımda konuşmak istediğim tek kişi sendin! Döndüğümde de ilk görmek istediğim kişi! Senin karşında şarkı söyledim; daha önce kendimi kimse- ye bu kadar açmamıştım! Dünyanın yarısını seni bulmak için gezmişim gibi hissediyorum. Sana olan hislerimin yeterince açık olduğunu sanıyordum. Elimde üzerinde Ben de sana âşığım Samuel yazan kocaman bir pankartla kendimi çırılçıplak üzerine atmak dışında daha başka ne yapabilirim bilmiyorum!"
Sayfa 300 - Dex Yayınları/ Sam ve CamillaKitabı okudu
“Neleri kaybettiğinin farkında değilsin. Sultanlıktan kapıcılığa koşuyorsun. Başkaları da koşuyor. Ama ben bu kadar acıyı sen de başkalarına benzeyesin diye çekmedim. Sana kırgın değilim, yalnız attığın her yanlış adım dünyamın bir sütununu deviriyor. Dünyamın, yani senin dünyanın. Hafızanda çatık kaşlı bir hatıra olarak yaşamak istemezdim. Sana dayanabilsem harabeler içinde yeni bir kale kurabilirdim kendimize. Olmadı. Olmuyor. Bu kitapların da, fedakârlıkların da kimseye faydası yok. Sen de koş, sen de düş, sen de yaralan. Kalbimin duracağı bahtiyar güne kadar seninle beraber yaralanmaktan başka ne yapabilirim?”
Çalışmasam da görmesem de etrafıma bakmasam da olur. İnsana olur gibi geliyor ama olmuyor, yine bakıyorum etrafıma. Yine haksızlıkları görüyorum. Yine yalnız kendini düşünenleri etrafımı sarmış buluyorum. Sensiz de yaşanıyormuş sevgilim. Hani öyle bir laf vardır. Seninle de, sensiz de yapamıyorum gibi. Ben seninle de sensiz de yapıyorum.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ellerini yüzümde gezdir, Sil alnımdan yorgunluğu, Gözlerimin altından Yaşamak korkusunu al, Avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım. Sonra sen de gözlerini kapat, Bırak, ellerin sessizce düşünsün Düşüncende yaşamak isterim ben senin: Bir gün en yalnız saatinde Parmak uçlarından Ve avuçlarından Gelip konuşurum seninle.
Reklam
O günden altmış yıl sonra bu sefer annem beni değil, ben annemi kaybettim. Aniden öldü, acı çekmedi, 82 yaşındaydı, bu dünyada artık yetim kalmıştım. Onun ardından güzel bir mektup yazdım. Bu mektubu kilisede tabutunun başında okudum. "Zor bir hayatın sonuna gelip aramızdan ayrıldığın bugün, sana çok güzel geçirdiğimiz eski anneler günlerinde yaptığım gibi son bir kez hoş sözler söylemek istiyorum. Bizimle, ailenle gurur duyduğunu biliyorum; bugün ise çocukların ve torunların, senin gibi bir anneleri ve büyükanneleri olduğu için çok gurur duyduklarını herkesin duyabileceği kadar yüksek bir sesle söylüyorlar. Son çıkan kitaplar, gösterime yeni girmiş filmler üzerine seninle konuşmak o kadar zevkliydi ki... Zihnin ve ufkun o kadar genişti ki artık bir parçası olmadığın çağımızı anlamakta hiç zorlanmadın,damarların yaşlansa da fikirlerin hiç yaşlanmadı. Senin sayende belki bizlerin de birer aptal olarak ölmeyeceğini ümit ediyorum. Roland Barthes annesinin ölümünden sonra, 10 Mayıs 1978 tarihinde şöyle yazmıştı: "Anneciğimin ölümüyle içine düştüğüm yalnızlık, onun hiç katkısı olmadığı alanlarda, çalışma alanlarımda tek başıma bırakıyor beni. Bu alanlarla ilgili saldırıları (yaralayıcı sözleri), kendimi eskiye göre daha yalnız, daha terk edilmiş olarak çok kötü biçimde hissetmeden okuyamıyorum [...]
Sayfa 134Kitabı okudu
Ellerini yüzümde gezdir, Sil alnımdan yorgunluğu, Gözlerimin altından Yaşamak korkusunu al, Avuçlarından çıkmış bir heykel olsun başım. Sonra sen de gözlerini kapat, Bırak, ellerin sessizce düşünsün Düşüncende yaşamak isterim ben senin: Bir gün en yalnız saatinde Parmak uçlarından Ve avuçlarından Gelip konuşurum seninle.
- Söylesene senin hayatna çizdiğin yol nedir? - Ben çizeceğimi çizdim. - Nasıl, söyle bakalım? Lütfen anlatır misın? Oblomov sırtüstü yatarak tavana baktı ve: Nasıl mı? dedi. Köye gideceğim - Niçin gitmiyorsun? - Planımı bitirmedim. Hem de yalnız değil, evlenip gideceğim. - Ya öyle mi? Tanrı versin. Ne bekliyorsun öyleyse? Üç dört yıl sonra kimse seninle evlenmez.. Oblomov, içini çekerek: - Ne yapalım, kısmet değilse? dedi. Evlenecek param da yok.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.