“Kopmak zordur,” der Nietzsche, “bir bağı ortadan kaldırmak acı vericidir. Fakat çok geçmeden yerine yeni bir kanat çıkar.” Nietzsche’nin hayatı böyle ayrılmalardan, kopmalardan ve tecritlerden oluşacaktı: dünyadan, toplumdan, yoldaşlardan, meslektaşlardan, kadınlardan, arkadaşlardan ve ana babadan. Fakat yalnızlığın içine salladığı her kürek, özgürlüğünün biraz daha derinleşmesinin işaretiydi: Hesap vermek yok, engel oluşturacak uzlaşmalar yok, görüşü açık ve tarafsız.
“ ruhum , ben de kendini arar
uzaklarda gezerim,
tanrı yardımcım
olsun.
Fernando Pessoa
sözüyle, başlayalım yalnızlığın perdesini aralama,
"norveçli felsefeci ve yazar
Lars Svendsen ’in kitabı yalnızlığın felsefesi, yalnızlık kavramını farklı yönleriyle tanımlayan, sosyoloji ve psikoloji alanındaki araştırmalardan yararlanarak inceleyen,edebi
Başkaları yalnızlığınızı ancak siz onu gösterdiğiniz ölçüde tanır. Başka hiç kimse yolunu sizin yalnızlığınıza doğru zorlayamaz ve onu yok olmaya İc bar edemez. Bununla birlikte, birinin yalnızlığınıza girmesine müsaade edebilirsiniz ve bu noktada artık o yalnızlık olmaktan çıkar, bir topluluğa, ahbaplığa dönüşür. Öyleyse her insan yaşamının belli ölçüde yalnızlık barındıracağı gerçeğiyle yaşamayı öğrenmeliyiz. İşte bu nedenle yalnızlığa tahammül etmeyi ve umutla bu yalnızlığı tek başınalığa dönüştürmeyi öğrenmek çok mühimdir.
Kierkegaard'ın formüle ettiği gibi, "Ben, kendine bağlı olan bir ilişkidir!" ama aynı zamanda onlar da kendi benleriyle Yalnızlığın ÖZÜ
ilişkili olan başka benlerle ilişkilidir. Başkalarının bizim hak kımızda ne düşündüğünü ve hissettiğini göz önüne alabilir durumdayızdır ve başka insanların bize dair değerlendirme lerini anlamlı buluruz. Bu yüzden, başka insanların ilgisine mazhar olamamak kendimizle ilişkimiz açısından yıkıcıdır.
- ah şebnem. başkalarının hatalarını ( annen ve ailenin) neden yüklendin ki. neden anlamayacakları halde başkalarına ders vermek uğruna kendi hayatını mahvettin ki. her şey farklı olabilirdi. bu hayatı tercih etmek sadece senin suçundu. suçluluğunun altında öyle bir masumiyet var ki kızılmıyor. sadece ah deniliyor. içindeki küçük çocuğa sarılmak