Bir mide dolusu yalnızlık ve buz gibi bir sessizlik
Ben bu şiiri kusarak yazdım kimseler temizleyemez
Sabaha karşı ağladım ama hiç sesim çıkmadı
Ben bu şiiri susarak yazdım dudaklarım kupkuru
Ağır aksak bir ağrı bir gelip bir giderken
Sen öylece oradayken ve ben yanına gelemezken
Hırsımdan deli gibi olmayışına sarılıp
Gıyabında öperek tüm jest ve mimiklerini
Ben bu şiiri uçarak yazdım tüm yüklerimden kurtulup
Uyudum sonra uyandım gelmedi bir daha uyku
Müezzini duydum sonra Allah'la karıştı adın
Meleksin ya o yüzden gözüm hep yukarlarda
Tavanda ve bulutlarda ve arş-ı ala'nın dışında
Başımın üstünde her yerde gözlerini aradım..
Ben bu şiiri sana yazdım sızayım diye rüyalarına..
Bilemez yalnız yaşayamayanlar ,
Nasıl korku verir sessizlik insana ;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle ,
Nasıl koşar aynalara ,
Bir cana hasret ,
Bilemezler
Muharrem Dayanç:
"Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Yalnızlık özgünlüğü, o cesurca ve yadırgatıcı güzelliği, şiiri yaratır. Yalnızlık aynı zamanda ters, orantısız ve saçma olanı, izin verilmeyeni de yaratır.
"Bir mide dolusu yalnızlık ve buz gibi bir sessizlik
Ben bu şiiri kusarak yazdım kimseler temizleyemez
Sabaha karşı ağladım ama hiç sesim çıkmadı
Ben bu şiiri susarak yazdım dudaklarım kupkuru
Ağır aksak bir ağrı bir gelip bir giderken
Sen öylece oradayken ve ben yanına
gelemezken
Hırsımdan deli gibi olmayışına sarılıp
Gıyabında öperek tüm jest ve mimiklerini
Ben bu şiiri uçarak yazdım tüm yüklerimden kurtulup..."
Şu keskin bakıştan vazgeç Züleyha
Gözlerin Timur'un ordusu gibi
Zulüm sokağından tez geç Züleyha
Gelişin ölümün korkusu gibi
Ne güzel uyurken seni izlemek
Bir çift kahve göze aşkı gizlemek
Seni yanımdayken bile özlemek
Ömrümün en şirin uykusu gibi
Hayat yenilgiyle dolduğu zaman
Bahçende güllerin solduğu zaman
Yalnızlık kaderin olduğu zaman
Çık gel bana umudun kokusu gibi
MÜMTAZİ 🖋️
bu gece dağ başları kadar yalnızım. Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından,
dudaklarımda eski bir mektep türküsü
karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,
gözlerim, gözlerini arıyor durmadan;
nerdesin?
-Atilla İlhan
Burada Gömülüdür 1. Cilt de ölüm temasını oldukça fazla işlemiş.
Bazen dile gelen başada geliyor diye düşünmekteyim.
Merhum Kıvırcık Ali son albümünde, "Ölüm seni arar oldum nerdesin?" diye seslenirken, hakikâtte genç yaşında ölüm gelip onu buldu.
Ahmet Erhan nın hayatı da benzer bir durumu anımsatmaktadır.
Ve bu Dünyadan (1958 - 2013)