Obur doymazlıkların obur açlıklarında Bir de yokluğun ve yüreğin önünde Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.
Yalnızlık Paylaşılmaz
... Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni Yaşayacaksın gözlerimde...
Reklam
Yetmiş milyon kere okusam sıkılmam bu cümleyi! MANİFESTO!
" Yarattıklarının arasındayken de Allah'a ibadet etme imkanım vardı. Çünkü ibadet yalnızlık ve bir başına olmayı gerektirmez. Ve ben dünyayı Allah'ı bulmak için de terk etmedim. Çünkü onu babamın evinde ve başka her yerde bulmakdaydım. Ben insanları ahlakım ahlaklarına uymadığı için, düşlerim düşleriyle örtüşmediği için terk ettim. Ben insanları terk ettim, çünkü kendimi sola dönen dolapların arasında, sağa dönen bir dolap olarak bulmuştum. Şehri terk ettim çünkü onu, kökleri yerin derinliklerinde kötülükler, suçlar; meyveleri ise kederler, zorluklar ve kaygılar olan, yaşlı, fasit, güçlü ve iri bir ağaç olarak buldum. Bazı ıslahçılar ona aşı yapmaya, onun doğasını değiştirmeye çalıştılar; başaramadılar. Aksine umutsuz, baskı görmüş ve işlerinde yenik düşmüş bir vaziyette öldüler. "
Ey esir kuş! Uzak bağlarda ötüyorsun. Kıştır... Ben senden çok uzaklarda, kargaların velvelesi arasından o kuşun sesini duyduğu andan itibaren sana uçma ümidi ve aşkıyla tutuşan kuşu görüyorum. Adeta kanatları da ateşte yanmış, kararmış... Ama o esirdir, kafesi dardır, kafesinin parmaklıkları zindanın demir parmaklıkları gibidir. Yeni kafese
Sayfa 326 - Fecr YayıneviKitabı okudu
Ben hayal kırıklığına uğramış biriyim, o yüzden yalnızlık benim ruhuma göre değil...
Sayfa 103Kitabı okudu
Mavi olsun
Yalnızlık moda olsun, renklerini ben seçeyim!
Sayfa 122 - Doğan Kitap, 92. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ben ikide birde böyle oluyorum bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum Bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum bu nefret falan değil insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile ..sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki etrafımda küçük bir hareket , en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller , bana her şeyden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor ..fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker , uzun uzun anlatacak birini.. sokağa fırlıyorum bir tek çehre görsem de yanında yürüsem hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü Sokağa atılmış 3 günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor . Pencerenin dışındaki şehir ve hayat bir anda insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor..'
"o 'en büyük leke'ye takılıp kalmadım. dünyaya bulaşmadım, öğretmenliği ve sessizliği seçtim, hale bakıp sözlere aldırmadım diye, allah'a hamdediyorum; içim içime sığmıyor. onlar altın topladılar, ben hazine buldum. onlar saraylar inşa edip bir kaç koltuk elde ettiler, ben tapınak inşa ettim ve iyilik tanrısının sonsuz
Rüveyda
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına Bir güvercin uçurup kıtalar arasından Çağırdın beni Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına Adını söylemek
pandemi günleri
Yalnızlık derecem, tam da olması gerektiği gibiydi. İnternet, kitaplar ve ben... Belki bir de aynalar..
Sayfa 337
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.