Belki de aşk bir batıl inançtı, yalnızlık gerçeğini kendimizden uzak tutmak için ettiğimiz bir dua. En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağınız bir şeye özlem duymaktı.
Sayfa 245Kitabı okudu
Her aşk bir çift gülümsemeyle başlar, birbirine dokunan kelimelerle devam eder ve dilsiz suskunluklarla sona erer. Sonra yerini ıssız bir acı alır. Acının yerini özlem ve özlemin yerini de hafızanın derin unutkanlığı.. Sonra?.. Sonrası toprak kadar sessiz ve hüzünlü.
Sayfa 9 - Toprak Kadar SessizKitabı okudu
Reklam
Öksüz bakınca, her yerde "Anne" görür...
Karşısında gördüğü boşlukta annesini hayal etmişti. Her sabah kalktığında aynı duyguları yaşar ve yüreğinde biriktirdiği özlem ile hasreti bir "ah" çekerek gidermeye çalışırdı. Annesi ile geçirdiği o kutlu günlerin film şeridi gibi gözlerinin önünden geçişini seyrederdi. Odanın, kulaklarında oluşturduğu yalnızlık sesi, kalbindeki hüzün dolu atışlarla birleşince gözyaşları da süzülürdü yanaklarından. Elleriyle silmek istemiyordu gözyaşlarını, çünkü derdine ortak sadece gözyaşlarıydı.
Sayfa 13
En iyisi..
Kimseye sevgi göstermeden, kimseye bağlanmadan, hiçbir şeye özlem ve heves duymadan.........bir yıldız gibi dolaşıp duruyordu.
Sayfa 294Kitabı okudu
"Yalnızlık ve özlem aynı madalyonun iki yüzüdür."
“Oysa yaşam genellikle insanın bir başına kalması. Uykuda. Uykuyu ararken. Derin uykuların ötesinde bile zaman zaman düşünde sezinlemiyor mu insan birbaşınalığın çaresizliğini. Yollarda. Okurken. Pencereden caddelere bakarken. Giyinirken. Soyunurken. Herhangi bir kahvenin içinde oturan insanlara gelişigüzel bakarken. Hiçbir şey aramazken. Herhangi bir kahvede oturan insanları görmezken, başka olgular düşünürken... Yosun kokusunu yeniden duymaya çalışırken, bir kavşakta karşıdan karşıya geçerken, arabalar dünyasında yaşadığını son anda algılarken, büyük bir bulvarın tüm kahvelerinde oturanlardan hiç birini tanımazken, bir mağazadan gelişigüzel yiyecek seçerken, ya da satıcıdan herhangi bir malı isterken, aynı anda özlem ve yalnızlıkları düşünürken, gidenleri, gelenleri, bölünenleri, ölenleri, doğanları, büyüyenleri, yaşamak isteyenleri, yaşamak istemeyenleri özlerken, severken, sevilirken, sevişirken, hep yalnız değil miyiz.”
Reklam
Kimseye sevgi göstermeden, kimseye bağlanmadan, hiçbir şeye özlem ve heves duymadan, gezegenler sistemindeki bir yıldız gibi dolaşıp duruyordu.
Karmaşık akraba ilişkileri…
Adam halasıyla evleniyor, halası aynı zamanda amcasının kızı oluyor ve oğlu da kendi dedesi oluyordu sonunda.. Çünkü yalnızlık, anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak onları arıtmış, büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı...
Sayfa 248Kitabı okudu
712 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.