"Bekleme." Ellerim saçlarına gitti. "Becer beni. Aletininiçimde olmasına ihtiyacım var ..."
Beni döndürdü ve yüzüstü yatağa dayadı, sonra da bir elini kürek kemiklerimin arasına bastırıp diğeriyle kapri pantolonumun arka fermuarına uzandı. Fermuara asılıp yırttı ve pamuklu kumaşı parçaladı.
İyisin değil mi?" dedi hırlar gibi; açılan yerden elini sokmuş kaba etimi avuçluyordu.
"Evet. Tanrım, evet ... " Bunu o da biliyordu ama yine de soruyordu. Kontrolün bende olduğunu, ona izin verenin ben olduğumu bana hatırlatmayı asla unutmuyordu.Bir elini saçlarıma dolayıp öbür eliyle paramparça olmuş pantolonumu dizlerime indirdi. Hoyrattı, sabırsızdı.
G-stringimin lastiğini tutup çekti, lastik önce tenime gömülüp sonra da koptu.
Elini bağlı bacaklarımın arasına sokup cinsel organımı
avuçladı. Sırtım geriye büküldü, vücudum titriyordu.
"Tanrım, ıslaksın." Bir parmağını içime soktu. Çıkardı. İkiparmağını soktu. "Aletim o kadar sert ki senin için."
Hassas dokular içime dalan parmaklarını kavrıyordu. Geri çekti parmaklarını, klitorisimi dairesel hareketlerle ovalamaya başladı. İhtiyacım olan zevkin peşinde, parmak uçlarına bastırdım kendimi; hafif yalvarış sesleri dökülüyordu boğazımdan.
Elimdesin ey hayat
Bir ceset gibi al
Bırak kolayca bir kuytuya şimdi çırpın esişlerinle
Bütün kıyılardan bir yalvarış gibi geç
Darmadağın et uykularında ki köylüleri
Kır kır denizin gemilerini