Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne yaman zor imiş yonca yolması Bizim memlekette adam olması
Sayfa 30 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ne yaman zor imiş yonca yolması Bizim memlekette adam olması
Sayfa 30 - pdf
Reklam
Yenə tənhalıq - həyatın əbədi nəqəratı! O biriləri ilə müqayisədə nə yaxşı idi, nə pis. Ancaq ondan yaman çox danışırlar. Onsuz da adam gah həmişə tənha olur, gah da heç vaxt.
biliyor musun, küçük adam, tavuk yumurtasına kuluçkaya yatan kartal nasıldır? kartal henüz, kartal yavruları çıkaracağını ve onları kartal olarak büyüteceğini sanmaktadır. oysa, yumurtalardan hep yalnız küçük civcivler çıkar. büyük bir şaşkınlık içinde kartal, civcivlerden; daha sonra kartal olacağını umar. oysa sonuçta hepsi yalnızca gıdaklayan tavuktur. kartal bunun ayırdına vardığı zaman, bütün civcivleri ve gıdaklayan tavukları yeme içgüdüsüne, büyük bir çabayla hakim olabildi. yalnızca ufak bir umut, onu bu yaman cürümden alıkoydu. bu umut, gıdaklayan birçok civciv arasından günün birinde bir kartal yavrusunun çıkacağı, büyük bir kartal olacağı ve yüksek sarp kayalıklardan uzaklara bakarak, yeni dünyalar, yeni fikirler, yeni yaşam biçimleri keşfedebileceği umududur. işte yalnızca bu küçük umut, yalnız ve üzüntülü kartalı, bütün gıdaklayan civcivleri ve tavukları etiyle kemiğiyle tamamen yutmaktan alıkoydu.
Juan'lığını nerdeyse kaybetmek üzere olan zavallı Don Juan; iki kadın arasında, kurtarıcı meleğiyle ifriti arasında, birinden öbürüne titreyip sallanıp duruyordu. Arkasında Rachel vardı, önünde Berta; ikisi de onu ileri itiyor, kakışlıyor, mahmuzluyorlardı. Nereye? Hangi istikamete? Don Juan onların, kendisini felakete sürüklediklerini, uçurumdan aşağı yuvarlamak istediklerini seziyordu. Don Juan onlarda yok olacak, onlarda mahvolacaktı. İkisi tarafından bir o yana, bir bu yana çekiştirildiğini hissediyor, ellerinde parçalanmaktan korkuyordu. Hazreti Süleyman'ın tahtı önünde birbirleriyle çekişen iki ana arasında kalmış çocuk gibiydi sanki. Yalnız bilmiyordu, ikisinden hangisi, Rachel mi Berta mı, onu sağ salim almak, öbürünün elinden kurtarmak, ikisinden hangisi onu parçalatmak ölüsünü görmek istiyordu. Berta'nın dipsiz, bucaksız bir denize benzeyen duru mavi genç kız gözleri onu derinlere çekiyor; Berta'nın gerisinde yahut daha doğrusu yanında, daima bitişiğinde Rachel'in, dulun, uçsuz bucaksız, yıldızsız bir gece gibi kendisini kuşatan, aynı uçuruma doğru iten karanlık, siyah gözlerini görüyordu. (İki Ana)
Rachel zavallı Don Juan’a ne de korkunç yükleniyordu. Kalbi azap içinde bu dul kadın, çocuk doğuramadığını düşündükçe kahrolarak Don Juan’ı kıskıvrak kendine bağlıyor; onu bu hayata, geçip giden değil sürüp duran hayata perçinliyordu. Don Juan'da arzu ve özleyişle beraber irade de ölmüştü. Rachel’in gözleriyle elleri onun bütün ihtiraslarını zayıflatmış, uyuşturmuştu. Ve kanun sınırları dışında birleşip kurdukları bu ıssız yuva, sevdalı bir çifti barındıran bir manastır hücresiydi adeta. Sevda mı? O, Don Juan; Rachel'e tutkun muydu gerçekten? Yoo, hangi tutkunluk; onunla doluydu ona kaptırmıştı kendini; ona gömülmüş, bu dul kadında, kadının dulluğunda kaybolup gitmişti. Çünkü Rachel, Don Juan böyle düşünüyordu, her şeyden önce ve birinci planda bir duldu; hem de çocuğu olmamış bir dul. Rachel sanki dul gelmişti dünyaya. Rachel'in aşkı; aslında ölümün de lezzetini taşıyan, Don Juan'daki benliğin sınırlarını aşarak onun ruhunun ta derinlerinde, bu hayatın ötelerine ait bir şeyler arayan bir kudurganlıktı bir nevi. Ve Don Juan Rachel tarafından daima daha derine, toprağa çekildiğini hissediyordu. "Bu kadın beni öldürecek!' diyordu ikide bir, böyle derken de şunu düşünü yordu: Rachel gibi bir dul yüzünden öldükten sonra toprağın koynunda ebediyen istirahat edebilmek, kim bilir ne tatlıdır!
Reklam
“Büyük bir aşkın tabii neticesi, ölümdür. Aşk aldanışın kızı, hayal kırıklığının annesidir. Aşk gerçek bir ihtirasla sevilen erkekte, o erkeğin çok uzağında bulunan bir şeyler arar, bulamayınca da ümitsizliğe kapılır.” “Bazıları vardır, sevmedikleri halde sevilmek isterler; kendini feda eden kadından uçsuz bucaksız bir sevgi ve sadakat beklemekte
Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
Tavuk yumurtaları üzerine kuluçkaya yatan bir kartalın ne duyumsayacağını biliyor musun, küçük adam? İlk önce yumurtalardan kartal yavruları çıka­cağını ve onlardan birer kartal yetiştireceğini sanır. Ama çok geçmeden onların birer civciv oldukları ortaya çıkar. Kartal umutsuzluğa düşer, ama yine de onlardan birer kartal yapmaya bakar.
Sayfa 78 - Doruk Yayımcılık, Baskı: Nisan 2011 - İngilizce’den Çeviren: Selma KoçakKitabı okudu
Bu ne yaman çelişki ?
Avrupa’nın modernliğine insanlığa verdiği değere dikkat çekip öyle olmak istiyoruz, onların elli yıl önce yaptığı şeyleri şimdi yapınca, ülkemizin parasını mültecilere yedirmiş oluyoruz. Bu ne pis siyasettir böyle. Hem Avrupalı olmak iste, hem Ortadoğulu gibi eleştir. “Rıza, birdenbire inen bu darbenin sersemletici etkisin­den kurtulmaya çalıştığı o anda, annesini lsveç'te en iyi koşullarda ameliyat ettirebileceğini düşündü. Bu ülkeye gelişi­nin en büyük yararı bu olacaktı. İsveç tıp alanında çok ileriy­di ve annesinin ameliyat, tedavi masraflarini da karşılardı. Akıl almayacak kadar insancıl bir tutumları vardı sağlık ko­nusunda.
Sayfa 164Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.