bu bağdan yine de şikâyetçi değilim. bir tarafım senden kopuk ve güvendeyken öbür tarafım sana düğüm dügüm bağlı, yerden yere çalınıyor ve mahvoluyorken. değilim. çünkü bu ne biliyor musun, içinde yine de yalnız olmadığını bilmenin sevinci. orada benden başka biri daha var, bunu bilmenin. yalan yanlış, çarpık çurpuk, olmaması gereken bile olsa bi bağ kurabilmiş olmanın o tuhaf, hastalıklı sevinci. kafamın içinde hep zikzaklar, çemberler, labirentler çizip duruyorum. hiçbirinin içinden çıkıp da bir kapı çizerek ondan içeri girip kapıyı üstüme örtüp güvende ve iyi hissedemiyorum. yapamıyorum. bu hep böyleydi, her şeyin sırtıma yüklediklerinin altında ezilmenin bedeli. ama bu bir bahane değil, tembelliğime, zayıflığıma bir özür değil. kendime gösterdiğim tüm o anlayış ve merhametin içinde gerçeklik gözlüğünü bir kenara fırlatıp atamıyorum. hayır, atmıyorum. atmamalıyım. ne istedin bunca zaman? yaşamak mı, sevmek mi? yaşarken sevmek. severken yaşamak. çünkü senin için hep ikisi birdi. dokunmak, görmek, yürümek. bu çukurdan çıktığımda bile yalnız etrafında dolaşmaya devam etmemek. kendime bi başka çukur seçebilme özgürlüğü. oraya çiçek ekmek yahut orada boğulmak. ama sonra içinden çıkabilmek, uzaklaşabilmek. verilmedi sana hiçbiri, hiçbir şey. yalnız istemek verildi sana, çok istemek, isterken ağrımak, parçalanmak. sonra istemenin de çürümesi. sana yalnız ağrının, yalnız parçalanmanın kalması. verilmedi evet, sen de almadın. ne iyi. aferin. bir daha, en başa ve en sona. yaşamın ölü cenini
İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Sayfa 143 - JaguarKitabı okuyor
Reklam
160 syf.
·
Not rated
Bir tarikat üyesinin oğlu olan Selim, ailesi ile birlikte Erzurum’dan Eskişehir’e göç eder. Babası o kadar canidir ki bütün çocukluğu dayak yemek ile geçmiştir. Üniversiteye gitmek istediği zaman ise hiç tanımadığı Perihan ile evlendirilir. İstanbul’a okumak için gelen Selim, Perihan ile kendine bir düzen kurar. Okul bittikten sonra işlerini büyüterek bir galeri sahibi olur. O galeride tanışacağı Gizem’in bütün hayatını alt üst edeceğinden habersizdir. İki yaralı insan birbirlerine iyi geldiklerini düşünürlerken aslında geleceklerini mahvediyorlardır. Gizem’e olan aşkından gözü hiçbir şey görmeyen Selim’in geçmişte yaşadıkları peşini bırakmaz. Nefret ettiği babasına benzemeye başlayan Selim, aşk sandığı duygunun onu zehir gibi sardığının farkına varmaz. Bundan sonra olanlar onları içinden çıkılmaz bir girdaba sürükler. Geçmiş peşimizi asla bırakmaz. Hayatımızın bir döneminde mutlaka bir yerlerden çıkarak kendini gösterir. İşte kitapta da babasına benzemek istemeyen Selim’in aslında onun kopyası olduğunu okuyoruz. Bir kişinin duygularının etrafındaki herkesin hayatını nasıl değiştirdiğine şahit oluyoruz aslında. Aşk sandığımız duygunun insanı kör ederek yanlış ve dönülmez kararlar alınmasına sebebiyet vermesi de cabası. Kitap kısa ama oldukça etkileyiciydi. Her şeyi tekrar tekrar yaşamak oldukça zor. Mahvolan hayatların olduğu, aslında yaşanılanlardan ders çıkarılması gereken bir kitap. Tavsiye ederim.
Uzun Zaman Önce
Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 202392 okunma
İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Bir gün bana “Yaşamak öylesine güç ki!” demişlerdi. Söylenişi de aklımda. Bir başka kez de biri “En kötü yanlış acı çektirtmektir,” diye mırıldanmıştı.
İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Reklam
İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Mükemmellik yok. Sonsuz mutluluk yok. İyi ya da kötü yok. Doğru ya da yanlış yok. Yaşamak var sadece. Yaşamak... Hayatın hakkını vermek... Bir de sevmek. Sevebilmek...
Kendi kendine düşünerek bulduğu cevap, o anın doğru cevabıydı. Youngju hayatın doğru cevaplara sarılarak yaşamak, kimi zaman o cevapla çarpışıp, o cevabı deneyimlemekten ibaret olduğunu biliyordu. Derken bunca zaman boyunca kucakladığımız doğru cevabın aslında yanlış olduğunu fark ettiğimiz an gelirdi. O zaman, tekrar bir başka doğru cevaba tutunup yaşamaya devam ederdik. İşte bu bizim küçük, sıradan yaşamımızdı.
75 syf.
·
Not rated
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.” Selim İleri'nin ön sözünde bahsettiği gibi ''Bugün hala Siyah Gözler'den habersiz nice edebiyatsever...”var.Onlardan biri de maalesef ki benim.. Siyah Gözler bundan tam bir asır önce kalem alınmış yazarı erkek olmasına rağmen kadın karakterin psikolojik tahlillerini ustaca yapılmış muazzam bir eser. Kitabın son sayfasında tarih 17 Temmuz 1326 [29 Temmuz 191O] okuduğum zaman itibariyle ise takvimler 29 Nisan 2024 görüyorum ki ilişkilerdeki partnerler arasındaki karşılıklı iletişim bozukluğunda bir değişiklik yok. Kadınlar başta aşka koymasının nedeni bir kez daha anladım.Çünkü kadınlar bir kez aşka teslim olunca ve partnerinin yanlış özensiz tavırlarıyla karşılaşma ihtimalinde kolaylıkla kontrol çıkabiliyor. Kuruntular silsilesi başlıyor… artık beni sevmiyor artık bana değer vermiyor beni bırakacak beni terke edecek sadece ben çok seviyorum vs vs…ilişkide her iki taraf için çekilmez hale geliyor… Cemil Süleyman yüz yıl öncesinde bunu otuzlu yaşlarında dul bir kadının bakış açısından bizlere oldukça iyi yansıtmış. Akıcı ve kısa ama etkisi uzun güzel bir kitap…
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,298 okunma
Reklam
75 syf.
·
Not rated
“Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum. Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim.” Selim İleri'nin ön sözünde bahsettiği gibi ''Bugün hala Siyah Gözler'den habersiz nice edebiyatsever...”var.Onlardan biri de maalesef ki benim.. Siyah Gözler bundan tam bir asır önce kalem alınmış yazarı erkek olmasına rağmen kadın karakterin psikolojik tahlillerini ustaca yapılmış muazzam bir eser. Kitabın son sayfasında tarih 17 Temmuz 1326 [29 Temmuz 191O] okuduğum zaman itibariyle ise takvimler 29 Nisan 2024 görüyorum ki ilişkilerdeki partnerler arasındaki karşılıklı iletişim bozukluğunda bir değişiklik yok. Kadınların başta aşka karşı koymasının nedenini bir kez daha anladım.Çünkü kadınlar bir kez aşka teslim olunca ve partnerinin yanlış özensiz tavırlarıyla karşılaşma ihtimalinde kolaylıkla kontrolden çıkabiliyor. Kuruntular silsilesi başlıyor… artık beni sevmiyor, artık bana değer vermiyor, beni bırakacak,aldatacak beni terk edecek sadece ben çok seviyorum vs vs…daha milyonlarca sayabileceğim bu kuruntular ilişkiyi her iki taraf için çekilmez hale getiriyor…ve kimi zaman geri dönüşü olmayan psikolojik yıkımlara da neden olabiliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi Cemil Süleyman yüz yıl öncesinde otuzlu yaşlarında dul bir kadının bakış açısından tüm bu psikolojik duygu durum bozukluklarını bizlere oldukça iyi yansıtmış. Akıcı ve kısa ama etkisi uzun zamansız güzel bir kitap…
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,298 okunma
İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
Sayfa 143 - Jaguar YayıncılıkKitabı okudu
* * * “İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.” * * *
Yaşadığımız hayat ile yaşamak istediğimiz hayat arasında sıkışmış kalmışız... Bedelini ödeyen biz miyiz yoksa başkaları mı? Bu sorunun cevabı çok net olmasa da, Çözümü vicdanımızda. Kalbimiz hangi yönde acıyorsa orası yanlış yol sanırım...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.