Nerede kalmıştık?
Uzun zamandır kimseyi, hiçbir şeyi özlemediğim kadar özlemişim siteyi. Yaşadığım şahsi trajedilerden dert yanmak veya nadir de olsa yüreğime sinen mutlulukları uzun uzun anlatmak istemiyorum. Güneşin doğduğu andan , battığı ana kadar varolan herşeyin değer verdiğimiz bir anlamı var biliyorum. Başladı yine bir gün daha ve hala anlayamadan
Zor'du.. Zoru sevmek..! Zor'du.. Zora el vermek..! Zor'du.. Zora yaklaşmak..! Ve zordu.. Zor'da kalmak..! Zor'du Kadın.. Yordu ve sordu..! Harcın mıdır yanmak..? İki ateşti gözleri çakmak.. Adam Kor'du..! Aşk, Zor'du..! // Yusef Masadow //
Reklam
Yaşama beraber tutunmaya çalışan insanların birlikte ölmelerinden daha doğal ne olabilir. Ölümün bile güzeli var, bak. Ölümden söz etmeyelim bu gece. Bu gece birbirimizi ne kadar sevdiğimizi anlatalım. Sen bana rüzgârda kalbimi yakmayı öğrettin, biliyor musun? Bugüne kadar o kalbi hep başkaları yakmıştı. Ama şimdi ben yakıyorum. Rüzgârlara inat... Aşkın ateşiyle yakabiliyorum artık kendimi. Şimdiye kadar hep unuttuklarım çektirdi bana... Hatırladıklarım daha da fazla. Aşka inancım kalmamışken gönderdi Allah seni bana. Kalbini yakıyorsam alevlerinde yanmak içindir. Âşık olan sürgün yerini doğduğu yer sanır. Ne garip bir kederdir ki bu beni sana sürgün etti bu hastalıkla ama ben sürüldüğüm yerde doğdum yeniden senin aşkınla. Seviyorum seni. Yaşarsam, Allah bana yine yeniden bir hayat verirse sevmeye devam edeceğim. Hem de hayatın bizi ölüme teslim eden gerçek olduğunu bile bile... Öle öle... İzlerinin olmadığı bir gökyüzü tabuttur bana. İçinde sen olmayan bir hayatı, içinde sen olan bir ölüme yeğlerim. Bir gün yanına kadar gelebilecek miyiz hep arkasından baktığımız zamanın? Ve o zaman bizi ne zaman kavuşturacak ölümün içindeki ölümsüzlüğe? Güneş her gün doğuyor ama hayat her gün yeniden başlamıyor. Bizimkisi, yitik bir umuda tutunmak değil mi zaten? Zaman o umudu bize getirecek olan bir köprü sadece.
Aşk Tesadüfleri Sever demişlerdi.
Nasıl derim ki ben senin gözlerinin bana baktığı gün sana aşık oldum diye ? Son iki yıldır aklımda zihnimi kırıp üzen İbrahim Tenekeci’nin kitabında yer verdiği şu cümle var ; "Tekneler mesela denizin üstündeyken yanabiliyorlar. Enteresan değil mi? Derdinin devası yanı başındayken yanmak.." Bu cümle bir çoğunuza tanıdık gelmiştir
Şu konuda hemfikir olmalıyız; Yazmak elbette güzel bir şeydir, yürekte olanın dil olmadan mürekkebe akması ve o mürekkepte can bulmasıdır. Fakat bir şeyler yazıp onu piyasaya sunmak istiyorsak evvela ham iken pişmek lazım gelir, piştikten sonrada yanmak. Henüz kendini yetiştirmemiş, ham ve pişmemiş arkadaşların, yazmayı sadece aklına gelen düşünce olduğunu düşünen arkadaşların edebiyat adı altında piyasaya niteliksiz ve donanımsız kitaplar sunması, kaliteli kitaplarında bulunmasını zorlaştıracak ve bu durum edebiyatımızı çöplüğe dönüştürecektir. Nacizane tavsiyem kendimizi yetiştirmeden, "kitap" çıkarmalıyım.
Kimisi vardır, "Ah" almadan duramaz; Kimi insan vardır, mekanı dualardır. Siz yine de dualarda yer alın, Yanmak o kadar da kolay değil; Kül olan kalbimden biliyorum...
Kitabsever
Kitabsever
Reklam
İnsan ne çok istiyor gözlerinin içinde kendisini görmeyi...
Karşıda kendimi görsem kolundan tutar bir yüzünü yıkardım. Saçını sıfıra vurur, yüzüne bir tokat atardım, çorba yapar sırtına dökerdim, kirpiklerine iltifat eder yakmaya çalışırdım. Yolda ayağına çelme takar yüzü koyun yere düşmesini izlerdim. O haline hem güler, hem ağlardım... Sonra eline bir kaç kitap sokuşturup sokağa atardım. Niye yaptın diye sorarsa? _ "Hiç" derdim. Bunu sorduğun için mi varsın, var olduğun için mi sordun diye kızardım... Bir lamba düşleyin yanıyor, gitgide yaşlanıyor ve açılıp kapanmaya başlıyor. Durumu fark ediyor ve yanmak meselesi ile mücadele ediyor. Her kapanışta tekrar açılıyor ama sorunun kapandıktan sonra açılmak değil, bir defa kapanmak olduğunu anlamıyor. Yanmak için uğraşıyor ama gitgide yoruluyor. En sonun da patlıyor... Bu lamba, yansada yanmasada lamba mıdır? Lambalığı ışık saçmasından önce mi gelir? Lambayı lamba yapan saçtığı ışıksa tamamda, lamba ışıktan alakasızsa insan oğlunun onu değiştirme çabası niyedir? Varoluş "Öz" den önce mi gelmektedir, yoksa Yağmur yavaş yavaş analitikleşmekte midir??? Yağmur ERDEM youtu.be/O3QiRxP0U1E?si=...
Adın bilinsin KADIN! - Mart Ayı Hikaye Etkinliği
Utan utaaan, utanmayan insan olur mu laaan!? Baharın gelişini selamlayan kuşların cıvıltısı odasına kadar uzanmış, neşeli bir günü dişlerine kadar getirmişti. İlk iş yataktan hızlı bir şekilde kalkacak gazetesini kurtaracaktı. Gazetesi ya çalınıyor ya da birileri tarafından okunarak örseleniyordu. Dışarı çıkmasıyla alnının kırışıklarının
Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde; Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde. Alırken dilenciyim, verirken de borçluyum; Kalmadı eşya ile aramda hiç bir uyum. Taş taş üstüne koysam, bozuk diyorlar, devir! Bir ok çeksem, diyorlar; peşinden koş ve çevir! Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık; Kimse edemez bana benim kadar düşmanlık.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Valla nereden bulaştık bu işe bilmiyorum.Böyle aşk dediğin şey yanmak ise ben kül olmuşum yani.Böyle bütün rüzgarları sırtıma almışım; o güzelim yüzlerinize, gülüşlerinize, ellerinize, böyle kadehlerinize dökülüyorum tek tek yani. Bazen en başından bellidir filmin sonu da lakin görmek anlamak istemez işte insanoğlu. Böyle sonunu bildiğin halde
Reklam
Dokunmak,yanmak,yanmak,dokunmak,sevmek ,gitmek,sevmek,ölmek... Gitmek,kalmak,kaldıkça ölmek ve yinede yürümek kesik ayaklarla bir tuz sahasında
İnsan olmak
Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerek!
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Bugün günlerden eskiler, yine. Unutmayı çok deniyorum. Hayatım boyunca hep denedim. Fakat unutmak diye bir şey sahiden var mı? Bilmiyorum. Nasıl unutulur iyilikler, kötülükler, anılar, acılar... Böyle bir güce kim sahip ki. Öyle kolay değil işte. İnsan yaşadıklarını unutamıyor. Mesele kişiler değil, mesele; o kişilerden arta kalanlar. Mesele;
Bazı Hesaplar Mahşere Kalır
Unutulmaya yüz tutmuş, eskimiş plaktaki şarkı gibiydi yaşanılanlar Küllenmişti anılar... Hayatsa, hayalinde canlandırdığın olmayan sevgilinin hasretiyle yanmak gibi Bazı hesaplarımı mahşere bıraktım Ve elimi kolumu sallaya sallaya dolaşıyorum, hiçbir şey yokmuş gibi Önbellek dolu, reset atmak lazım unutmak için Bir ömür bir kalemde silinir mi? Kim
YAŞLILAR NEDEN DIŞARIDALAR GENÇLER NASIL OLUP DA İÇERİDELER? Kitap okuma alışkanlığı olmayan, bir enstrümanı çalamayan, herhangi bir sanat dalına ilgi duymayan, hobisi olmayan, vakit geçirmekten anladığı tek şey kendisi gibi olanlarla sohbet etmek, dedikodu yapmak, mağazaların vitrinlerine, tuhaf bulduğu insanların yüzlerine bakmak, şunu bunu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.