Ben Deli Değilim! (Öykünün tamamı)
Ben deli değilim, benden başka herkes deli olduğu için beni deli zannediyorlar. İnsanın kendi olabileceği tek yer akıl hastanesidir! Sanırdım, yanılmışım. Delirmeye bile hakkınız yok burada. Tımarhane delirme hakkının kutsandığı mabed değil midir? Değilmiş. İnsan tımarhanede bile delirme hakkını elde edemiyorsa ölsün daha iyi. Ben size ve kendime
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Reklam
Verdiğim vaazlar sayesinde iki yüz binden fazla insan tövbe etti, iki yüzden fazla kişi de benim aracılığımla Müslüman oldu. Ağlamak nedir hiç bilmeyen nice zalimlerin gözleri benim vaazlarımı dinlerken gözyaşı döktü! Bütün bu nimetlere ermiş olan kişinin elbette o nimetlerin tamamlanmasını umma hakkı vardır. Bununla beraber günah ve kusurlarıma bakarak korkuya kapıldığım da olur. Bir gün bir camide vaaz kürsüsüne çıktım ve çevremde kalpleri yumuşamış veya gözleri yaşlarla dolmuş on binden fazla kişi gördüm. O zaman kendi kendime şöyle dedim: "Bütün bu insanlar kurtulur da sen kurtulamazsan ne yaparsın?" İçimden hemen şöyle bir ses yükseldi: "Allahım, Yüce Rabbim, yarın beni cezalandıracak olursan eğer, beni onların karşısında cezalandırma! Benim şanım için değil, fakat Sen kendi yüceliğin için bunu yapma! Yapma ki onlar Baksanıza, Allah kendisine yol göstereni cezalandırdı!' demesinler! Ya Rabbi, senin Elçin aleyhisselâma 'Münafıkların reisi Abdullah İbn Übeyy İbn Selül'ü öldür!' denildiğinde, 'Insanlar Muhammed sahâbîlerini öldürüyor diye laf ederler!' buyurmuştu. Yâ Rabbi, lütfu kereminle onların benim hakkımdaki hüsnü zanlarını koru da onları Sana yöneltmiş olanın cezasından onları haberdar etme! Duru olanı bulandırmak elbette Senden kat kat uzaktır!"
Sayfa 267 - Sufi kitapKitabı okudu
55 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 hours
"Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir." Ermiş'i okurken herkes kendisinden bir şeyler bulacaktır elbette. Bu cümle de Ermiş'ten bana kalan olsun. Uzun zamandır okumayı planlayıp nihayet sıranın gelmesiyle bir çırpıda bitirdiğim, bir kez daha baştan okuyarak birçok cümlenin altını çizdiğim harika bir eserdi.. Daha erken okumayı
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370.6k okunma
288 syf.
8/10 puan verdi
Orhan Pamuk’a bakışım sürekli değişiyor. İlk okuduğum kitabı Yeni Hayat’tı, hoşuma gitmişti. Sonra Nobel almasına vesile olduğu söylenen ve bol övülen kalın kitabı Benim Adım Kırmızı belki de fazla övüldüğü için o kadar da hoşuma gitmemişti. Ve Sessiz Ev, Orhan Pamuk’un ikinci romanı, yazarla üçüncü buluşmam oldu. Bir babaanne, üç torunu ve
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186.8k okunma
Reklam
Bu arada beynime kurşunlar boşaltırcasına çirkin bir söz duydum. Köpeğe hitap ederek, "haydi arap saldır, torpil yapma; yoksa bu şeriatçıların Peygamberi de arap ve sizden; milliyetçilik mi yapıyorsun, iyi saldırmıyorsun?" diyerek kahkahalarla güldü. Ondan sonra gerçekten de zorlamalarına rağmen, bilemiyorum köpek yorgun mu düştü ne, bir daha bana saldırmadı. Buna öfkelenen sorgucu, köpeğe bir şeyle vurdu; köpek bağırdı ve kaçtı. Sorgucu bana dönerek, "bak bu da sizden, senin gibi tekbir getirdi!" dedi. Ben buna dayanamadım ve "siz köpekten daha aşağısınız; o köpek hesap verir cehenneme gitmez, fakat siz yaptıklarınızın cezasını inşallah dünyada ve ahirette vereceksiniz!" dedim.
ŞAKA BİLE OLSA..
Bir gün iki çocukluk arkadaşından biri diğerine telefon eder ve eğer musaitsen geleyim, göreyim okuduğun şehri ve okuduğun üniversiteyi,der.Tabiki der diğeri, ne zaman istersen. Canına minnet bilmiştir, çünkü ne bu şehre nede okuduğu üniversiteye alışabilmiştir,canı çok sıkılıyordur orada. Telefon ettikten bir gün sonra kararlaştırılan saatte
Zannımca bende var bi sıkıntı...
İstersen luzümsuzluk yapma! Dedim. Peki deyip eğdi kafasını... Daha çok luzümsuzluk yaptırasım geldi...
628 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 67 days
Yazarımız Alev Alatlı ile üniversite yıllarında, Alemdar Yalçın Hocamızın yönlendirmesiyle, serinin ikinci kitabı ‘Nuke Türkiye’yi okuyarak tanışmıştım. Viva La Muerte! bittiğinde ise muhakkak diğer kitaplarını da okumalıyım dedim. Türkiye’nin yakın tarihini, Osmanlı dönemini, Türklerin Orta Asya’dan itibaren geçirdiği süreci, Avrupa, Yunan tarihini,tarih-felsefe-sosyalizm-din… vb geniş bir yelpazede; gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtan yazarımızın üslubuna hayran kaldım. Kitabın kahramanı Günay Rodoplu üzerinden o dönemlere, fikirlere vs o kadar çok bilgi veriyor ki, okurken sürekli araştırma yapma ihtiyacı hissediyorsunuz. Diyebilirim ki yazar kendisini romana Günay Rodoplu karakteriyle yerleştirmiş. Hatta acaba böyle bir yazar var mı diye araştırdığımı da itiraf edeyim. Yazarın fikirlerine kimi zaman katıldım kimi zaman eleştirdim. Her ne kadar Türkiye gerçeğinin bir panaromasını çizse de ; Günay Rodoplu’yu affedemedim. Şafak gibi bir karakter karşısındaki savunmasız hali canımı yaktı. Bizi biz yapan her şeyi, bütün çıplaklığıyla ortaya koyma cesaretini gösteren bir kitap olması sebebiyle kesinlikle okunmalı diyorum. Israrla dile getirdiği bir gerçek var; o da bizi biz yapan her şeyi okumamız, bilmemiz, öğrenmemiz gerektiği… Sonra doğru, özgün bir görüş oluşturabileceğimiz…İşte o zaman her şey daha adil olacak… Son olarak kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum:” Kötülüğü iyilikle karşılamak istemiyorum.”diyordu. “İstemiyorum çünkü o zaman iyiye verecek bir şey kalmıyor. İyiliği iyilik, kötülüğü adalet karşılasın istiyorum.”
Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!Alev Alatlı · Everest Yayınları · 2013323 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.