Bir minik kız gördüm kanepede ağlayan
Siyah saçları yanaklarını okşuyordu
Gözleri boncuk boncuk, uzaklara bakıyor
Neden diye sorunca 'O gitti' diyordu.
...
Bir avuç aşk ikram et bu gönül dilencisine
Pamuktan yumuşak elini bas yaralarımın üstüne
Güzelleşsin kabuk tutan acılarım
Aydınlığa kavuşsun en karanlık yanım
...
Ağıdını yakasım var ölümümün
Kendi ölümüme kendimin ağlayası var
Açıp Kuran-ı Yasin'ler okuyup
Fatihalar gönderesim var ruhuma.
Alnımda boncuk boncuk terle
Dünyadan temizlenesim var.
Beyaz yorgamına bürünüp
Tahtadan atıma binesim var.
Nazlı nazlı cami avlusuna gidip
Tabutuma gözyaşımı akıtasım
Sarılıp, hıçkırıklara boğulasım
Kendi ölümüme ağlayasım var.
Dışarıdan dik ve vakur görünüp
İçimde yanar dağlar patlatasım var.
Gözyaşı kimseye kalmasın
Hepsini gözümden gönlüme akıtasım
Başımı tabutuma gömesim var.
Onu tek başıma sırtlayasım
Mezarımı ellerimle kazasım
Her avuç sonrası eli bağrıma vurasım var.
Yıllar sonra için dolu
Gitmişsin o yerlere
Kimseye belli etmeden
Gözlerin beni aramış
Duvardaki ayna
Ne gençliğin
Ne de beni sana vermemiş
Odan bomboş ve soğuk
Masamızda yabancılar
Gözlerin dolmuş
Ağlamamak için zor dayanmışsın
Korkak ve ürkek olmuşsun
Anılar üzerine hücum etmiş
Ve arkana bakmadan koşarak uzaklaşmışsın
Geçmişin izleri zor dayanamamışsın.