Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Always And Forever
Bu üçlemeyi okuyunca insan bazı şeyleri daha iyi anlıyor. Özellikle de Klaus hakkındaki bazı şeyleri. Tabiki buradaki anlamaktan kastım onun haklı olduğuna kanaat getirmek değil. Neden bunları yaptığını daha iyi anlamaya başlamayı kastediyorum. Örneğin dizide öğrendiğimiz bir şey vardı. Klaus bir süre sonra Rebekah'nın hayatına aşk anlamında
İskandinav Mitolojisi Neil Gaiman'ın anlatımıyla.
Öncelikle kitapta ki Thor Loki ve Odin tam olarak Marvel filmlerinde anlatılan gibi değil lakin arada benzerlikler var.
Örneğin Thor'un kitapta çok zeki olmamasından ve çoğu problemi saf güç ile çözmesi buna örnek, Marvel'in filmlerinde ki Thor'u ise ne çok zeki, ne çok aptal lakin pek çok şeyi anlayabiliyor. Dc'nin Thor'u
Bir çöküşün öyküsü keşke başarının diyebilseydim
Jack London'un yarı otobiyografik romanı. Bildiğim kadarıyla kendini yetiştirmiş olması, işçi sınıfından gelmesi, yazarlık girişimleri, yaşadığı yer olan Oakland, arkadaşı Brissenden, ergenlikte giriştiği çete kavgaları, verdiği mücadeleler, uğradığı düş kırıklığı ve Güney'e açılması gerçek olan bölümler diğerleri kurgu çünkü
532 syf.
10/10 puan verdi
1866 yılında batan gemilerin sayısındaki artış sonrası Amerika Birleşik Devletleri’nin denizler üzerinde keşif yapması için oluşturduğu “Abraham Lincoln” adlı gemi ve Doğabilimci Profesör Aronnax ve yardımcısı Consei ve Kanadalı zıpkıncı Led Land bu ekipte yer alırlar.
Abraham Linconl’ün artık ümitlerini yitirdiği ve evlerine dönme hazırlığı yaptığı sırada Led Land’ın deniz canavarı olarak adlandırdıkları yaratık aslında denizaltı bir gemidir.
Bu denizaltı gemiyi batırmak adına uğraşlar veren ekibimiz gözlerini açtıklarında batırmaya çalıştıkları Denizaltı gemisinde kendilerini bulurlar.
Bu geminin kaptanı, Kaptan Nemo oldukça ketum, arkadaşları arasında ne konuştukları anlaşılmayan bir dil ile seferlerine devam etmektedirler. Profesör Aronnax bu denizaltında esir kalmaktan asla şikayetçi olmamıştır aksine denizaltında yapmış olduğu gözlem ve keşifleri kitap haline getirme düşüncesindedir.
Profesör Aronnax’ın yardımcısı Consei, efendisine yürekten bağlı bir kişiliktir.
Kanadalı zıpkınçı Led Land ise her ne olursa olsun bu denizaltı gemisinden bir gün kaçma planı yapmaktadır ve bunu arkadaşlarına sürekli dile getirmektedir.
Kaptan Nemo sürekli olarak Profesörle konuşma yapan, onun fikirlerine saygı duyan bir karakterdir ancak insanlara duyduğu büyük kin ve nefret kitap boyunca anlaşılmamaktadır.
Denizaltı gemisi “Natilus”un kıtalar gezmesi, türlü badireler atlatması ve içerisinin dizaynı ile dikkat çekmektedir.
Denizaltı Natilus ile birlikte geçirilen 10 ay dostlarımızın psikolojisini nasıl etkilemiş olabilir cevabını okuyacak arkadaşlara bırakıyorum, iyi okumalar dilerim…
Denizler Altında Yirmi Bin FersahJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196.2k okunma
Virginia ile 'Kendine Ait Bir Oda' ile tanışmıştım. Edebiyat ve kadın üzerine çok açık,gerçekçi eleştiriler içeren bir kitaptı, hayran kalmıştım . O kitapla birlikte Virginia Woolf e karşı bir merak duygum uyandı ve bu kitap bana ilaç gibi geldi.
Virginia Woolf feminist kimliğiyle tanınır hep. Kadınlığı savunur sanırız hep ama savunduğu insanlıktır, adalettir aslında. Feminizm de budur zaten; kadın erkek adil şartlarda hayat yolun da var olsun. Tek öğretisi budur.
Çok ağır şeyler yaşamış Virginia. Yaşadıklarından dolayı bu tavır zannedilebilir ama bence öyle değil. Öyle kötü bir dönemde dünyaya gelmiş ki; kadın yok. Zengin de olsa fakir de olsa yok. Kadın çoğalmak için dünyaya gönderilmiş bir yaratık . Hiç bir hakkı yok. Hiç bir gelişim faaliyeti yok. Yok yok yok.. Bu yoklar içerisinde başına gelen her türlü pisliğe karşı tek varı da susmak. Çünkü kadının haklı olma hakkı da yok. Bu kadar yokun içinde az bir beyni çalışan kadın bu haksızlığa isyan ederdi zaten . Entelektüel anne babanın varlığı da Virginia Woolf e yazma becerisi ile bunu dile getirme gücü vermiş. Ama yıkık dökük bir psikoloji, karışık cinsel eğilimler, belirsizlikler de bunların beraberinde gelmiş .
Nazan Arısoy un en başarılı biyografik kitabı olabilir. Hepsini de okudum ama bu en tekrara düşmediği kitabı bence. Severek okudum.
Virginia ile hüzünle tanıştım. Kadın olmak her coğrafyada zormuş maalesef ne yazıktır ki. İnsan dünyaya gelmesine sebep olan canlıya nasıl bu kadar yukarıdan bakabilmiş, bakıyor ... Aklı almıyor insanın ..
İyi okumalar ️
Kitabın filmini de izlediğim için kitabını da okumak istedim. Filmin ismi "BIRD BOX".
Kitapta, bütün dünyada olan bir yaratıktan söz ediyor ve bu yaratığa insanlar baktığında yaratık onları delirtip intihar etmelerine sebep oluyor.
Kitabın baş karakteri Malorie bu zorlu yolculukta ablasını, annesini, babasını, arkadaşlarını ve sevdiği adamı Tom'u kaybediyor. Bu zorlu dönemde bakacağı 2 tane bebeği var. Çocukları 6 yaşına kadar büyüktükten sonra yardım alabileceği bir yer olduğunu öğreniyor. Çocuklarını ve kendini güvenli bir yere götürmek istediği için bu zorlu yolculuğa çıkıyor...
Boşa Harcanmış Bir Potansiyel
Bu kitaptan ve arkasındaki fikirden çok daha fazlasını beklerdim. İlk kitap gibi bu kitap da beklentilerimin yarısını bile karşılayamadı. Ben de kitapta dikkatimi çeken bazı sorunlara değinmek istiyorum. Kitabı okumayanlar için spoiler içerebilir. Ayrıca bu eleştiriyi kitabı bitirdikten iki ay sonra yazdığımı belirtmekte fayda var, unuttuğum ya da
#seldokudu #sinustaşınınlaneti
Daha önce @yusufozturk1991 den #vahşievreneyolculuk kitabını okumuştum. Hem de ne okuma bir solukta ve aynı heyecanı bu kitapta da hissettim. Ne zaman başladım ne zaman bitti anlamadım.
İlk kitap tanışma olmuştu. Bu kitapta ise maceralar başladı.
Düşünsenize ait olduğunuz bu evrende nerden ne zaman çıkacağı belli olmayan bir devasa geçit, çukur açılıyor ve içerisinden metrelerce büyüklükte aslı minicik olan yaratıklar çıkıyor. Kene, örümcek, eşek arısı, yusufçuk, karadul, tarantulalar... Ayy düşünmek bile ürperiyor.
Neyse yoruma geçeyim ben...
Eveleyn birden açılan geçitten çıkan dev yaratıklar saldırısına uğrayan sevdiği adam Morgan 'ı kurtarmak isterken o geçitten yaratık ile birlikte düşerek kaybolmuştu...
Evelyn orda soğuk kanlı kalıp yeni bir geçit bulmak için şartları zorlamıştı.
Morgan ise bir geçit bulup Eveleyn' in yanına gidip onu kurtarma peşindeydi. Ne pahasına olursa olsun.
Onlar yola çıkacakken geçitten kurtulmuş olan ve onların tanıdığı bir adam bulurlar.
Bu lanetten kurtulmanın yolunu anlatır.
Eski madenlere sığınan ve hayatta kalmak isteyenler bir plan yaparlar...
Tabi kolay olacağını kimse söyleyemez.
Aslında kitap 4 macera dilimini kapsıyor
-Eveleyn'in o evrende kalabilmesi
-Morgan'ın Eveleyn'in yanına gitmeye çalışması
-Sinus Taşı'nı bulup laneti durdurmak için yola çıkanlar
-Madende kalıp gidenleri bekleyenler
Her bir maceraya geçişte soluksuz okuyorsunuz diyebilirim. Daha neler anlatmak isterdim ama spoi olmasını istemiyorum. Veeee çok sevdiğimi de tabi ki söylemek istiyorum... ️
İnsanlığın geçirdiği değişimlerle alâkalı kitaplar okumayı seviyorum. İnsanın bu kadar çığrından çıkabilen aynı zamanda böyle iradeli bir yaratık oluşu beni hep çok etkilemiştir. Yaşadığımız çağda çok garip şeyler var evet. Hayat da pek normal ilerliyor sayılmaz fakat bu sadece bizim için böyle olmadı ve olmayacak da. İçinde bulunduğumuz zaman diliminin 'en zor zaman' olduğunu düşünmemiz bir çeşit savunma mekanizması sanırım. Çünkü tarih boyunca insanlık hiç de kolay şeyler yaşamadı.
Ezbere Yaşayanlar, yani malesef bizler, içi boşaltılmış pek çok şeyi farklı farklı yöntemlerle doldurmaya çalışıyoruz. Herkesin çok özel ve çok değerli olduğu iddia edilen bir çağda kendimize değerli bir dost ya da eş bulamıyoruz.
"Hızla sanayileşen bir ülkede insanlar gittikçe bireyci çıkarcı ve hesapçı oluyorlar bunda şaşılacak bir şey yok ancak kamusal alandaki tartışmalar hep örnek bir Müslümandan, Türk'ten, Aydın'dan bahsediyor. Sürekli bir ideal üzerinden birbirimize suçluyoruz. Kendimiz yeni şartlara sessizce uyum sağlamaya çalışırken benzer şeyleri yapanları eleştirerek fırsatçı esnekliğimizin üstünü örtmeye çalışıyoruz."
Başımız sıkıştığında imdadımıza modernizmin koşamıyor oluşu belki de eskiyle bağlarımızı tam olarak koparamamıza sebep oluyordur.( koparamamamızı sağlıyordur.)
Son olarak kitabın kapak tasarımını hiç beğenmediğimi söylemek isterim. İçi çok boş bir kitap izlenimi yaratıyor. Gereksiz bir göze sokma mevcut. Keşke daha minimal bir kapak olsaydı.
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,742 okunma
#HOMEROS
Atların haline acıyan Zeus;
"zavallıcıklar, ne diye verdim sizi Kral Peleus'a
ne diye bir ölümlü insana verdim sizi, siz ki bilmezsiniz ölüm ne , yas ne, bahtı kara insanlarla acı çekmeniz için mi?
Şu dünyada soluk alan, yürüyen yaratıklar arasında insandan acınacak yaratık yok.
