Csikszentmihalyi'e göre pozitif psikolojinin en önemli amaçlarından biri 'İnsan doğasının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır.' Ona göre insan olmak, sadece evrende yaratılışın en üst seviyesinde olmak değildir. İnsanın değerler ve fikirler sistemine bağlı olması da gerekir. Sadece açgözlülük ve cinsellik hayatın devam ettirilmesi için yeterli değildir. Aynı zamanda yardımlaşma, diğerkâmlık ve evrende manevi empatinin kurulması da önemlidir.
Dayatılan Batıcı hayat tarzı ne şefkat bıraktı, ne sevgi ne saygı. Ne merhamet kaldı ne de yardımlaşma-dayanışma. İnsanımız bu kadar yozlaşmamalıydı. Bu hale düşürülmemeliydi. Sonuçta iç dengemiz bozuldu. Çare mi? Özümüze, kendimize dönelim. Başka çare yok!
Sayfa 150 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türkiye'de eğitim sistemi
Eğitimimizde sevgi, hizmet, yardımlaşma insan onuruna saygı kalite gibi temel Evrensel değerler yer almıyor Türkiye'de eğitim çocukların kafalarına malumat yayma düzeneği olarak işliyor.
Bakara Suresi/45
"Namazı kılın ve zekatı verin, bu konuda size vahyedilenlere sarılın, bilginler olarak Allah'a ibadet edin." Bu ayet, Müslümanlara namaz kılma ve zekat verme gibi ibadetleri yerine getirmelerini emreder. İslam'ın temel ibadetlerinden olan namaz ve zekat, Müslümanların Allah'a yaklaşmalarını, ibadetlerini yerine getirmelerini ve toplumda yardımlaşma ve dayanışma kültürünü geliştirmelerini sağlar. Bu ayet, Müslümanların dini görevlerini yerine getirirken Allah'ın vahyine ve öğretilerine sıkı sıkıya sarılmalarını vurgular. İman sahiplerine, bilgeliğe ve ilme önem verilmesi gerektiği, bu vasıfların Allah'a ibadet etmenin bir parçası olduğu da bu ayetten anlaşılabilir.
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
*açıklama
Zaman geçiyor, dünya değişiyor ve hayatlarımız yeni ufuklara açılıyor günbegün. Ama bir şeyler kalıyor geçmişten, bir türlü kabuk bağlamayan ve inceden sızlayan bir yara gibi, 12 Eylül gibi. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, işte bu yaraya dokunuyor. Yakın tarihimizin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak,
Keşke Bir Öpüp Koklasaydım
Keşke Bir Öpüp KoklasaydımEylem Delikanlı · Ayrıntı Yayınları · 201444 okunma
5. Toplumculuk
Ekonomik görüş olarak, mülkiyeti esas kabul eden fakat mülkiyetin millet zararına kötüye kullanılmasına karşı olan, bir görüşü belirtir. Karma ekonomiyi ve ana stratejik, ekonomik faaliyetlerin devlet kontrolünde bulunmasını öngörür. Sosyal görüş olarak sosyal adalet düzeni, fırsat eşitliği, sosyal güvenlik ve sosyal yardımlaşma teşkilatı kurulmasını kabul eder.
Reklam
ASR-I SAADET İslam Tarihi, Peygamber Efendimizden (s.a.v.) itibaren; Asr-1 Saâdet devri, Hulefa-i Raşidin, Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar gibi farklı dönemlere ayrılmıştır. Bu devirlerin başında yer alan Peygamber Efendimizin (s.a.v.) devrine âlimler, huzur ve mutluluk manasına gelen "Asr-ı Saâdet" ismini vermişlerdir. Asr-1 Saâdette, Ashab-ı Kiram efendilerimiz onun rehberliğinde, dinimizin bütün emirlerini anlamaya çalışmış, yaşamış ve yaşatmışlardı. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) eğitim ve terbiyesinden geçmiş olan Sahabi efendilerimiz, İslam'a gönülden bağlanmışlardı. İhlasla Allâhü Teâlâ'ya ibadet etmişler, Peygamber Efendimize de (s.a.v.) gönülden bağlanmışlardı. Zikirlerini, fikirlerini, ruhlarını, düşüncelerini ve yaşayışlarını Peygamber Efendimizin (s.a.v.) istediği gibi şekillendirmişlerdi. Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyye, onların hayatlarına yön veren rehberleri idi. İnandıkları İslam davasını her şeyin üstünde tutuyorlardı. Dinleri uğruna mallarını, hatta canlarını feda etmede zerre kadar tereddüt etmiyorlardı. Bu inanç ve yaşayışa sahip olan zatlardan oluşan İslam toplumunda, kalbi birlik ruhi ahenk, dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşma hakimdi. Ekonomik olarak hayat şartları pek yüksek değildi ama zaten onlar lüks ve israfı sevmezlerdi. Farklı ilimlere dair sistemli eserler yazılmamıştı ama asıl bilgiye yani vahye sahip çıkmış, ilmin önem ve değerini gayet iyi anlamışlardı. Adliye sarayları, mahkeme salonları yoktu ama "Hırsızlık yapan, kızım Fâtıma da olsa gereken cezayı verirdim." buyurarak adaletten asla taviz vermeyen bir peygamberleri vardı.
Bazı yazarlar, İslâm Bankaları için tek şeklin "yardımlaşma şirketi" olduğunu, diğer şirket şekillerinin ise "İslâm" adı verilmiş kapitalist sistemlerden başka bir şey olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Sayfa 57 - Yardımlaşma bankalarının yokluğuKitabı okuyor
Başlangıç yıllarında bankaların, yardımlaşma şirketleri ve kooperatifler şeklinde kurulması eğilimi vardı. Arap ülkelerinin ilgili mevzûâtı bankacılık, sigorta ve yatırım faâliyetlerini ancak anonim ticaret şirketlerinin yürütmesine izin verdiği için, aynı faâliyetleri yapan yardımlaşma şirketleri kurulamadı. Halbuki bu mevzûât Batı'dan alınmıştı ve Batı'da sözü geçen faâliyetleri, yardımlaşma şirketlerinin de îfâ etmesi hem mümkün idi, hem de fiilen bu tip büyük şirketler mevcut idi.
Sayfa 57 - Amaçları ve fonksiyonları bakımından farklı ve çeşitli bankaların bulunamayışının sebep ve sonuçlarıKitabı okuyor
Çeşitlilik yerine tek tip bankacılık:
İslâm bankacılığı konusunda yazılan ilk kitap ve makalelerden başlamak üzere yazarlar, tek tip banka yerine farklı vazifeler gören ve muhtelif ihtiyaçlara cevap veren çeşitli bankalardan söz etmişler, çeşitliliğin faydalarını ısrarla vurgulamışlardır. Bu cümleden olarak yardımlaşma kooperatif, dernek ve şirketleri, karşılıksız hizmet veren devlet bankaları, zirâat, ticaret, konut, sanâyî gibi sâhalara mahsus ayrı bankalar, mahallî tasarruf bankaları, uluslararası kalkınma ve yatırım bankaları... üzerinde durulmuştur. Mümkün bulunan örneklerin teorik çeşitliliğine rağmen; bugüne kadar uygulamada genel eğilim, anonim şirketler şeklinde kurulan ticaret bankalarına doğru olmuştur.
Sayfa 56 - Teori ile Uygulama Arasındaki FarklılıklarKitabı okuyor
Reklam
Biz Müslüman bir milletiz ve bizim ideallerimizi omuzlarımıza yüce Yaradan koymuştur. Biz yeryüzünde Allah'ın yolunun güzelliklerini göstermeye adanması gereken bir milletiz. Görevimiz gittiğimiz yere adalet, yardımlaşma, dayanışma ve şefkat götürmek olmalıdır. Sömürmek de, kazancın lüksü içerisinde israf etmek de misyonumuza haramdır. Biz böyle doğru dürüst kitap okumadan, yetenek geliştirmeye odaklanmadan insan mı olacağız? Biz vatanın basiretli büyüklerine değer vermeden, atıp tutmakla vatan kurtarılacağını sanarak, birbirimizle boğuşarak hiç bir yere varamayız.. Muhammed Bozdağ
...gelişmiş kişisel değer ve özerklik duygusu büyük ölçüde kibarlık, cömertlik, sosyal işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma ruhu ile ilişkilidir.
Toplum;
Hayır, toplum büyük bir aileden, doğal bir birlikten, benzer olmayanlardan oluşmuş gittikçe büyüyen bir bütünden, kendiliğinden, içten gelen bir yardımlaşma alanından ibaret değildir... Sorumlu siyasal özneler arasında varolan temel bir anlaşmanın ürünü de değildir. Sadece iyice hesaplanmış çıkarlar bütünü ya da yararlılık- ların ussal dayanışması da değildir. Toplum, "toplumsal" olan, daha ziyade, öncelikle ve her şeyden önce, standartlaştırılmış arzular, kalıplaşmış davranışlar, kaskatı, kaderler, ortak temsiller, hesapla- nabilir ve çizgisel yollar, kolay ortaya çıkarılabilir, sıkıştırılmış ve herkesi kolay hesaplanabilir, tek bir şeye uygun, yani öngörülebi- lirleştirmek üzere belirlenmiş normlara uygun normalleştirilmiş kimliklerdir. Sosyal özne, entegre olmuş birey, "normal" kişi, homo socius... Diğerleri gibi, açık gri olabilmek için, uyumlu olmak için ayarlanmış kimlik kontrollerinden başarıyla geçmek gerekir.
Sayfa 77 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
... Bir zamanlar anne babanın eğittiği çocukları, şimdi makinalar eğitiyor, tahakküm altına alıyorlar. Makinaların eğittiği çocuklar, ahlâk, din, metafizik konularından uzaklaştıkça uzaklaştılar. Makineleşen nesillerde sevgi, sadakat ve yardımlaşma kalmadı. Ortaya problemli çocuklar çıkınca bu durum bazı anneleri düşünmeye sevk etti. Problemin altından kalkamayan aileler ise çocuk sayısını bire yada ikiye indirmeye çalıştılar. Çünkü birçok anne-baba, çocuk sahibi olmak, onu yaratılış gayesine göre yetiştirmek, vatanına, milletine faydalı kılmak için dünyaya getirmiyor. Günümüz insanları neden anne-baba oluyorlar, biliyor musunuz? 1) Çevrenin "çocuğu yok" ithamına maruz kalmamak için. 2) Yaşlandıkları zaman yanlız kalmamak için. 3) Çocukken gerçekleştiremedikleri hayalleri çocuklarında gerçekleştirmek için. 4) Garanti belgesi olduğu için.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.