"hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur."
tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? kullanamadıktan sonra göğüsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?
''değil... değil... fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. belki bunu arayıp bulmak da mümkün... fakat içimde öyle bir şeytan var ki... bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... senin dünyaya hakimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü...''