104 syf.
·
Puan vermedi
Ayna, zaman, ölüm, varoluş, hiçlik, giz, yüzleşme, intihar... Sorular, sorular, sorular... Kitaptaki bütün öyküler yukarıdaki kavramları sorgulatan bir felsefeyle yazılmış. Son günlerde okuduğum kitaplardan zihnen yorulunca arada kısa öykü kitapları tercih ediyorum. Kitabın verdiği yorgunluğu kitapla atmaya çalışıyorum. Bu kitap kısa ama ağır, insanın kafasına vuran kitaplardan. Papini, sanki yargıç gibi kürsüye oturmuş sorularıyla sizi başbaşa bırakıyor. Olasılıklar sunup ''Sen olsaydın ne yapardın?'' diyor. Öykülerin çoğunda insanın kendisi, geçmişi ve geleceğiyle bir yüzleşme ve sorgulama var. Yazar bunu yaparken özellikle ''ayna'' imgesini kullanmış. Ölüm üzerine ne çok kafa yorarız. Ne bilirsek bilelim sanki hiçbir şey bilmediğimiz, sırlarını en çok öğrenmek istediğimiz kavram. Papini'nin ölümle ilgili düşündürdükleri; insanların ölüme bakışının benzerliği okurken şaşırttı beni. Öldükten sonra geride kalanların tavrı, hayatın ölenin eksikliğinde nasıl sürdüğü, çok kısa bir süre sonra öleceğiniz bildirilse ne yapardınız gibi merak uyandıran konular ilginç bir kurguyla öykülenmiş. Varoluş ve hiçlik üzerine zaten karışık olan kafam bu kitapla daha da karıştı. Borges'in önsözüyle yayımlanan kitapta önsözü okumasaydım da Kum Kitabı'nı anımsardım. Öyküler benzer tatta. Kaçan Ayna'yı çok sevdim. Yazarın diğer kitaplarını da bir an önce okumak isterim. İyi okumalar tüm kitapseverlere. :)
Kaçan Ayna
Kaçan AynaGiovanni Papini · Kırmızı Kedi Yayınları · 20161,428 okunma
Bizi cepheye sürdüler. Bize hiçbir şey söylemediler. Yalnız, görelim sizi, dediler. Gösterin kendinizi, yiğitler! Onlar bize bu şekilde ihanet ettiler. Kalleşçe ihanet ettiler. Şimdi onlar kapılarını kapamış, evlerinde oturuyorlar. Sayın müsteşar, sayın direktör, sayın yargıç, sayın başhekim. Şimdi bizi harbe gönderenler sanki onlar değil. Hayır, hiçbiri.Şimdi onlar hepsi kapılarını kapamış, evlerinde oturuyorlar. Onlar kapılarını sımsıkı kapadılar. Bizler kapıların dışında kaldık.
Sayfa 109 - Cam modern yayınları Almanca aslında çeviri Behçet necatigil 13 baskı
Reklam
Beyler, iyi nam salmak bir yana, bir yargıcı bilgilendirerek ikna etmektense, ona yalvararak beraat etmeye çalışmak bana pek adil gelmiyor. Yargıç, adaleti lütuf gibi dağıtmak için değil, yasalara göre hüküm vermek için o mevkie getirilir. Hatta hoşuna gidenlere lütufkâr davranacağına değil, yasalara göre karar vereceğine yemin eder.
...hiç kimse bizi kendimizden daha fazla sömüremez, hiç kimse bize kendimizin zarar verdiğinden daha fazla zarar veremez. Bize zarar veren, içimizdeki Yargıç, Kurban ve inanç sistemimizdir.
Sayfa 35 - Ötesi yayıncılık İstanbul 1999Kitabı okudu
"En üst düzey bir yargıç bile üstlenmiş olduğu bir davada meydana çıkan yozlaşmanın önüne geçemez."
Devlet memuru yanılgıya düşemez, yargıç asla haksızlık yapmaz.
Sayfa 206 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 15.Basım, 1.Cilt, TÜRKİYEKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.