EN KUTSAL KİTAP, ÜŞÜMEMEK İÇİN YAKTIĞINIZ KİTAPTIR!
Zekâ bir kum saati gibidir, bilgi arttıkça inanç azalır ya da inanç arttıkça
bilgiye duyulan istek azalır. Bunu, eğitim seviyesi yükselen insanların inanç-
larındaki azalmadan ya da daha seküler bir yaşam tarzı benimsemelerinden
görebiliriz. Şimdi, asıl konuya dönecek olursak bugün dindarların,
Sayfa 124
“Peki, diyordum kendime, bir iş buldun. Ömür boyu işte mi çalışacaksın? Bu yüzden banka soyuyordu insanlar. Yapmak zorunda kaldıkları işler küçük düşürücüydü. Neden Allahın cezası bir konser piyanisti ya da yargıç değildim? Çünkü eğitim gerekiyordu ve eğitim parayla sağlanıyordu. Ben bir şey olmak istemiyordum zaten. Ve bunda fevkalade başarılıydım.”
Beraber Yürüdüler Bu YOLLARDA!!!
“(…)Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.”
Mustafa Kemal Atatürk (Hâkimiyet-i Milliye: 01.09.1925 – Kastamonu’da ikinci
Kanada da yaşlı bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye çıkartıldı .
Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf etti. Ve yaptığı hatayı şöyle açıkladı:
"Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim."
YARGIÇ kararını verdi :
"Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben senin on dolar tazminat ödemene hükmediyorum.
Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim. "
Duruşma salonunda herkes susmuştu, YARGIÇ cebinden on dolar çıkardı ve yaşlı adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini istedi.
Ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben:
"Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki yaşlı bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor.
Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı YARGIÇ yaşlı adama verdi.
Ve sözlerine şunu ekler:
"Eğer inananların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilinki o şehrin yöneticileri halkın malını çalıyorlar" 🕊️
#alıntı
“Ve yaşam söylemekti bay yargıç
Bilip de söyleyemediklerimizi
Eski bir umut kadar eskidik.”
Edip Cansever 🍂
Kumrular Sokağı Şiirler
l
Yağmur dalgın bir efkâr giyinir Ekim’de.
Kumrular sokağı‘nda çekilmiş bir diş gibi kalırım;
çekilmiş bir diş gibi
Diyarbakır’dan...
Ağrırım,
bağırırım
aldırmaz!
Yandaş - Muhalif
Geleceksiz yaşamayı göze alanlara kimlik kartı verilecek. Büyük beklentisi olan herkes yargıç karşısına çıkarılacak.
Sayfa 28 - Doğan Kitap - 2017Kitabı okudu
Bu sitede adına "insan" denilen, büyümüş yetişkin olmuş aklı başına gelmiş denilen, onsekizini geçmiş sorumluluk alabilir artık denilen insanların büyüdükçe acımasızlaşan gizli yüzleri var. Mevzu kendi çıkarları olunca nasıl insanlıktan çıkmaları var. Herkes birer yargıç. Sen yapınca eleştiriden hakarete kadar her şeyi yapanlar aynı şeyleri yapar olmuş. :)) Bu site rezilliğin, tükenmişliğin sitesi. Bitişimizin, geldiğimiz son menzilin adresi. Bazen diyorum herkes "o Ankara beni arasın!" seviyesindeyse bi ben mi amele kaldım nedir?
"Şunlara bakın, şehrin içerisinde oradan oraya koşup duruyorlar. Aslında her biri birer aptal; ama benim yaptığımı duysalar, her biri birer yargıç."
📖| Suç ve Ceza, Fyodor Dostoyevski
Zihnimizde herkesi ve her şeyi yargılayan bir yargıç vardır.
Şüphesiz, gerçeğe saldırmak, yargıç gibi dünyaya mal olmuş bir şahsa saldırmaktan daha büyük bir kabahat.
