Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Canım, güzelim, kederlim, felaketler zamanı gelip çattı, gel bana, nerede olursan ol gel, ister sigara dumanıyla dolu bir yazıhanede, ister çamaşır kokan bir evin soğanlı mutfağında, ister dağınık mavi bir yatak odasında, nerede olursan ol, vakit tamam, gel bana; yaklaşan korkunç felaketi unutmak için perdeleri çekili yarı karanlık bir odanın sessizliğinde bütün gücümüzle birbirimize sarılarak ölümü beklemenin zamanı geldi artık.
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
"Saf, aydınlık çehreli Rüya gözlü meraklı çocuk Zaman uçup gitse de Ve aramızda bir yarı ömür olsa da Senin sevgi dolu gülüşün, Selamlayacak bu aşk armağanı masalı. Güneşli yüzünü görmedim, Gümüşi kahkahanı duymadım. Yer almayacağım zaten Senin bundan sonraki gençlik yaşamında. En azından masalımı dinleyebileceksin Ki yeter şimdi bana."
Reklam
Rabbimizin ölüleri dirilten kudreti bizde tecelli ettiğinde hasta bedenimize şifa, kalplerimizin ölmüş noktalarına hayat, akıllarımızın donuk kısımlarına neşvünema verir. Böyle bir insan yarı ölü olarak yaşayıp hayata boş gözlerle bakmaz; bütün potansiyelini gerçekleştirmiş, hayat dolu, üretken bir insana dönüşür. Psikolojinin en büyük sağlık belirtisi saydığı "sevmek ve çalışmak" onda azami noktasına ulaşmıştır. Böyle bir toplumun böylesi diri insanlara sahip olması gidişatı aksatan her tıkanıklıktan sonra yeniden başlama şansına sahip olması demektir.
Kim ısıtacak, kim sevecek beni bundan böyle? Sımsıcak eller uzatın bana! uzatın yüreklerin kor dolu mangallarını! Uzanıp yatmışım, ürpermekteyim, ayakları ısıtılan yarı ölüler gibi, ah, evet, sarsılıyorum! bilinmeyen nöbetlerin ateşleriyle, ve buzdan kılıçların sivri uçları önünde, acımasızca peşirndesin, ey düşünce! Sen, adı konamayan! Sen,
Sayfa 31
"Yaşam belki de yarı yarıya düşle dolu olduğu için böylesine güzeldi."
Sayfa 145 - KetebeKitabı okudu
Dürbünüm hep onun üzerin­ deydi; gençlikle, yaşamla, güçle dolu yarı-tanrı yüzü, beni büyülüyordu.
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.