Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Aziz Bey Hadisesi gibi bu da yarım kalmış bir sevda öyküsü. Dil sade ve etkileyici. Anlatım insanın ruhuna uzanmayı başarıyor. Ama kitabın ciddi bir problemi de var. İki farklı kişinin günlükleri üzerinden yürüyen metni takip etmek için sayfaları sıralı okumamak lazım. Yani tek sayfalar ayrı bir anlatım, çift sayfalar farklı. Bu durum insanı yoruyor ve de sıkıyor. Hatta internet yorumlarında bunu baskı hatsı sanıp iade edenler bile var. Böyle bir tarza gerek ver mıydı? Amerika'nın yeniden keşfedilmesine gerek yoktu. Bunun haricinde sorun yok.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
El sallamak, güle güle diye bağırmak isterdi. Bahtınız açık olsun demek isterdi. Fakat el sallayamazdı, bir eli bütün koluyla birlikte Kütülammare'de, bir kum tepesinde kalmıştı, öbür eli de pis, sefil fakat kocaman torbasını tutuyordu. Ve artık bütün iyi dilekler boşunaydı, bu trenin yolcuları gülmeyi de, bahtlarını da topyekün kaybetmişlerdi. Bunlar bozgunun sakat, yarım kalmış döküntüleri idi, işe yarayabilecekler esir kamplarında ve tecrit edilmişlerdi.
Başarısızlığın yarattığı öfke yüzünden hayallerimin düzeni bozuluyordu. Pusuda bekleyen kötü hayaller, eziyet eden görüntüler birden saldırıyordu üstüme. Yarım kalmış işkenceler, artık sıralarının geldiğini düşünerek ortaya çıkıyordu.
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.