Alınmış bütün sevgiler ellerinden
Her şeyin yarım kalmış , herşeyin noksan
Çaban , sevgin, umudun
İki elinle tutunmak istersin dünyaya
Fakat kolunu almışlar senden
Senden renkleri almışlar
Her şey siyah beyaz
Senden güneşi almışlar
İçinde hep kasvet
Senden ayı almışlar
Gecen hep karanlık
Şimdi söyle
Bize yazık değil mi?
Deniz kenarındaki parkta sandalyelerimi açtığımda güneşin
ve ılık meltemin verdiği haz muazzamdı. Üstelik çıplak
ayaklarım taze çimlerle henüz buluşmamıştı bile. Sıcak bir
kahve boğazımdan henüz geçmemiş ve ruhumu dinlendiren
müzikler henüz dinlenmemişti. Sandalyeme boylu boyunca
oturup bedenimi güneşe, gözlerimi de denizin maviliğine
teslim
O senin olmamıştır zaten,
Gittiğin yol işte.
Gidemedin sende aşkın esintisine,
Çünkü senin yaprağın yeni yeşerdi.
Sen bilmedin daha ne olacağını,
Kendi kendine yağmurlar yağdırdın.
O senin hiç olmadı zaten,
Bir pazartesi günüydü. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye