Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünde kalmak, bugünden nasibini alamayanların derdi. Herkes sabahın hayaliyle yatarken gecenin koyununa; kıymetli bir eşyasını düşürmüş biri gibi arar durursun gecenin diplerini. Bugünden bir kırıntı, bir iğne ucu bulmak için yarına götürecek.
Ne garip... Bazıları yarım kalmaktan korkar, bazıları yarına kalmaktan... Her ikisinde de "ötesini yaşa(ma)mak" kaygısı tükenmez... Ne garip... En son ne zamandı yarın? Sen sor, ne manaydı yarım? Ne çok sus'amışsın susmalara... Yüreğim Yâr, Yar yüreğim... Geçit vermez bilirsin, hem neylerim... Heyhât.! Ne garip... Yarım kalmak
Reklam
BULAMADIM
İçim bir savaş sonrasında yağmalanan ve yakılan eski bir medeniyet gibi. Kim bilir daha önce kaç kişi içinin hezeyanlarını bu cümlelerle anlattı? Ordunun en acımasız komutanları basıp geçiyor üzerimden ve çiğneyip yakıyor, ellerimle usul usul okşayıp sakındığım bütün benliğimi. Tam hiçbir şeyin düzelmeyeceğine ve iyi olmayacağına inandığım o noktadayım. Şehrin ve içimin bütün uluları ağlıyor. Adım başı ağıtlar yankılanıyor dışa ve değdiği yeri yerle yeksan ediyor.. Ardarda kaç sigara yakıyorum bilmiyorum. Uzun zamandır kaçtığım yazma korkusu beni bir otobüs durağında yakalıyor ve sıkıştırıyor köşeye bu sefer. Her yerden kaçmak isteyen çocukluğumu hatırlatıyor bana. Aynı zamanda bu günümü bütün çıplaklığıyla. Hiç mi geçmez ve değişmez bir insanda nerede değilse orada iyi olacağı hissi. Nerede değilse oraya ait olduğu düşüncesi. Tam burada zihnimde #Şakiro nun gençliğimde ve şimdi dahi hiç anlamadığım bir uzun havası çalıyor. Ne çok şey biliyor bazı #dengbejler hakkımızda. İflah olmaz bir pesimist ya da romantik değilim. Belki iflah olmaz ve adapte olmaz bir insanım dünyanın karanlık yüzüne. Vitrinlerden kuyulara, insanlardan suya, seslerden karanlığa kaçan bir insan sadece. Dönüşürken yoruluyorum ve düşüyorum kuyuma. Ben artık yarına benzemek değil dünde kalmak istiyorum. Ben artık Şakironun çok geçmişte kalan bir stranı olmak istiyorum.
"Yarına kalmak" için yazan,
yarının büyük bir şairi, yazarı olacağına inananlar vardır elbet. Ama bu büyüklük, onun görebileceği, alkışların sesini duyabileceği bir olgu değildir. Duyduğu alkış, sadece gününün alkışıdır. Yarını yapacak olan insanlar, yarının insanlarıdır, onların değer yargılarıdır. Sanatçı, geleceğin okurunu, geleceğin "beklenti ufkunu" bilemez. Yarına ilişkin umutlar ve değer yargıları üretmeyi elbette ki öngören kişi, sadece "önerir", onların yerleşip yerleşmeyeceğini bilmez" Ahmet Oktay, Gizli Çekmece, s. 300
Bir deneme
"değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" -Herakleitos 21. yy'ın ilk çeyreğine üç sene kala düşünce selini mağlup edip durumumuzu şöyle bir özetledim; Sabah kalktığımızda ne görmek isteriz ? Mutlu bir eş, Güzel bir aş ,Yoksa sevdiğimiz işe giden yolu mu ? Cevap ne olursa olsun her daim elzem olan sabah kalkmak istememizdir ,
Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait.
Bazen birini yarına götürmek istersin ama o dünde kalmak zorunda. Bırakın dünde kalsın.
Reklam
ÂHİRET AMELLERİNDE ACELE ETMELİYİZ
Bir Müslüman için en büyük gaye, dînî vazifelerini güzelce yerine getirip kalp huzuruna nâil olmaktır. Servetin ve hayat günlerinin en kıymetlisi, bu yolda sarf edilenleridir. Bir insan için âhiret hayatından gaflet içinde olmak, pek acınacak bir hâldir. Böyle bir insan, Cenâb-ı Hakk’ı unutmuş olur, Cenâb-ı Hak da böyle bir insana nefsini; kendi
ÂHİRET AMELLERİNDE ACELE ETMELİ
Bir Müslüman için en büyük gaye, dînî vazifelerini güzelce yerine getirip kalp huzuruna nâil olmaktır. Servetin ve hayat günlerinin en kıymetlisi, bu yolda sarf edilenleridir. Bir insan için âhiret hayatından gaflet içinde olmak, pek acınacak bir hâldir. Böyle bir insan, Cenâb-ı Hakk’ı unutmuş olur, Cenâb-ı Hak da böyle bir insana nefsini; kendi
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.