Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Umutsuzluğa düşmeyin. Bu sizin durmadan tökezlediğiniz en tehlikeli boşluk fakat adımlarınızı sağlam atmalı ve umudu kılavuz edinmelisiniz. Umut edin de yaralarınız yarı yarıya iyileşsin,inatla umutsuzluğa kapılırsanız sizin için hiçbir teselli kalmaz. İnanın bana ,sevgili arkadaşım, güneş de , toprak da ,onların tüm güzellikleri de günün birinde duyacağınız neşeyi bahşedebilirler size. Sevginin dinçleştiren saadeti yüreğinizi yeniden ziyaret edip sizi kedere mahkûm eden büyüyü bozacak;öyle ki ,size sıkıntı veren o uzun gecelerde gözlerinizin nasıl kapanabildiğine hayret edeceksiniz."
İnsan yenildiğini düşünürse, yarı yarıya öyle sayılır.
Reklam
Kabuslar böyledir, ayağınız yere değdiğinde yarı yarıya kaybolur. Duştan çıkıp havluya sarındığınız da dörtte üçleri kaybolmuştur ve kahvaltınızı bitirirken hepsi unutulup gider. Unutulup giderler ama... bir sonraki sefere kendinizi yeniden bir kabusun kucağında bulana dek . O zaman bütün korkular geri gelir ..
"Çocuğun bir insan gövdesinin içinde yaşadığı günler çok yakındı ve bu açıkça görülüyordu; orada, küçücük, korkak, kararsız duruyordu ve üzerinde, bir insanın midesinde yarı yarıya sindirilip kusulmuş şeylerin erimiş, çözülmüş, tiksinti veren hali vardı. Ama göz çukurlarında oturan o şaşkın, acemi ve korkak pencerelerin ardında bilinç, ağır ağır şekilleniyor, pusu kuruyordu."
Sayfa 67 - Can YayınlarıKitabı okuyor
ben artık ikinci yarıya girdim. ve her fani gibi ben de birinci yarıdan ders aldığımı zannediyorum. daha da fenası, bu derslerin işe yarayacağına dair bir ümidim var. hayat denen şeyin her insanla yeniden sıfırdan başlaması ne büyük saçmalık.
Bu hissə.')
"Bu dünyada birbirinden farklı özgürlükler olsa da benim en sevdiğim özgürlük Zorba. Ancak hiçbir zaman onun gibi yaşamak istemedim. Bunun için cesaretim de yok. Ben de o romanın anlatıcısı olmak için doğmuş bir kişiyim. Zorba gibi insanlara hayran kalmakla yetinen bir kişi yani." Yavaşça başını sallayıp, “Yine de birine hayran kalınca onun ardından gidip, o kişinin küçücük bir parçası bile olsa örnek almak istemez miyiz ?” dedi Seungwoo. "Doğru... Benim de örnek aldığım bir şey var aslında. Romandaki o sahneyi siz de sevmişsinizdir diye düşünüyorum." Seungwoo başını çevirip Youngju'ya baktı. "Dans sahnesi mi ?" "Evet, dans sahnesi. O bölümü okuduktan sonra ben de öyle bir hayat yaşamaya karar vermiştim. Hayal kırıklığına uğrasam da, yenilgiye uğrasam da dans edeceğim, düşünmeyeceğim. Güleceğim. Tekrar tekrar güleceğim demiştim." "Başarılı oldunuz mu ?" "Yarı yarıya. Ancak sonuçta ben Zorba olarak doğmadım. Güldükten sonra ağlayıp, dans ettikten sonra yere yıkıldım. Yine de tekrar ayağa kalkıp dans etmeye devam ettim. Bu şekilde yaşamaya çalışıyorum."
Sayfa 244 - Athica BookKitabı okuyor
Reklam
yoksa seni içim sıra çok mu hızlı yaşadım uzak olduğumuz halde ne oldu bilmiyorum aramızda her şey bitti artık gelmesen de olur bana yazmasan da olur seni hiç sevmiyorum halbuki gelip gelip rüyalarıma giriyor o çocuk yüzlü siyah trençkotlu kadın aylardır bir plak arayan sayanora ismindeki onu yüksekkaldırım'da akşamları görüyorum siyah bir lale gibi yorgun boynu bükük yarı yarıya yabancı yarıdan fazla uykusuz kim olduğunu bilmiyor ne yaptığını bilmiyor bir vitrin aydınlığında gizlice bakışıyoruz.
Şarkıya; “Güzelliğin on par etmez, bu bendeki aşk olmasa.” diye başlayan Aşık Veysel; “Anılmazdı Veysel adı, o sana aşık olmasa.” diye bitiriyor. Sen, ben seni seviyorum diye güzelsin ama, beni de ben yapan sana olan aşkım diyor. Güzelliği iki yarıya bölüp hakkını teslim ediyor.
Hıristiyan münzeviliği ve azizliği üzerine
Tüm doğal duygular çemberi yüz kez dolanılmıştır, ruh yorgun düşmüştür kendisinden: bunun üzerine aziz ve münzevi yeni bir yaşam uyarıcısı türü buldular. Kendilerini herkesin gözünün önüne serdiler, çoğunluğun taklit etmesi için değil aslında, dünya ile dünyaüstü arasındaki sınırda sahnelenen, o zamanlar herkesin kâh cennet ışıklarını, kâh tekinsiz, derinliklerden gelen alev yalımlarını gördüğünü sandığı ürpertici ve yine de hayranlık verici bir oyun olarak. Azizin, dünyadaki kısa yaşamın her bakımdan korkunç anlamına, sonsuz yeni yaşam doğrultuları hakkındaki son karara dikili gözleri, yarı yarıya yok edilmiş bir bedendeki bu aşağılayıcı göz, eski dünyanın insanlarını iliklerine kadar titretti; bakmak, ürpererek bakışını çevirmek, oyunun çekiciliğini yeniden duyumsamak, ona teslim olmak, kendini onda doyurmak, ruh akkor haline gelip, buz tutarak sarsılıncaya dek, – hayvan ve insan dövüşlerini seyretmeyi bile kanıksamış antikçağın bulduğu son eğlence buydu.
Sayfa 110 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Nimetler sonsuzdur. Fakat onlarda herkesin hakkı var. Bütün diğer kuşların ve hayvanların ve insanların da hakkı var. Ye, ama ihtiyacın kadar. Bir lokma badem için bin badem kırma. Ağaçları üzme, hırpalama. Cevizleri, fıstıkları ve bademleri hışımla kapıp kaçar gibi, hırsızlık yapar gibi değil, sevgiyle kopar, öp başına koy, merhametli del, şükürle ye, aç gözlü olma. Bahçeleri talan etme. Yoksa babalık hakkım ve ananın analık hakkı sana haram olur.” İşte böyle bize öğüdü büyüklerin. Bundan dolayı insanlar meyve bahçelerinde, gagalarımızla delinmiş badenler, cevizler ve fıstıklar, dalında yarı yarıya yenmiş incirler ne kadar çok olursa olsun, ses etmezler, hatta bir köşesi delinerek, tarafımızdan içi boşaltılmış bir bademi ellerine alarak hayret ve ibret nazarlarıyla onu incelerler, bu yeteneğimizin arkasındaki ulu kudreti tefekkür ederek yücelirler.
Sayfa 41
Reklam
Çok emek verilmiş, çok düşünülmüş, doyurucu bilgiler ama çok uzun şekerimmm. Yarıya gelmeden bıraktım. Onun yerine siz kıllı peluşlar kendinizi geliştirin diye en önemli kısmı paylaşıyorum. #109735345 İnceleme sahibi de en vurucu yeri sona bırakmış. esefle kınıyorum bu eksikliğinden dolayı.
Tengrigens

Tengrigens

@Tukue
·
08 Mart 2021 22:58
Seks hukukunun hayret verici tarihi!
Harika bir kitabın incelemesi ile karşınızdayım. Kitap, benim için belki de bu senenin en iyi kitabı olacak, çünkü okumadıklarımın önüne geçecek kadar iyi bir kitap okuduğumu düşünüyorum (üşenmemişim 172 alıntı paylaşmışım :D). Öncelikle biraz yazardan bahsedeyim. Yazarımız bir hukukçu ve araştırmacı-gazeteci. Bu kitabında Antik Uygarlıklardan
245 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"İnsan" Olmak
* evet tabii ki spoiler içerir _Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum... Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah" youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=... Bir
İnsan Olmanın Psikolojisi
İnsan Olmanın PsikolojisiAbraham Maslow · Kuraldışı Yayıncılık · 2020784 okunma
Bir kedi yarı yarıya öldürdüğü bir fareyi ya da yarı yarıya yediği bir kuşu nasıl bırakıp gidemezse, o da tıpkı öyle oradan ayrılıp gidemiyordu.
" Dostluk, sevinçleri iki katına çıkarırken kederleri yarıya indirir. Sevincini dostuyla paylaştığında daha mutlu olmayacak, kederini paylaştığında da acısı yarıya inmeyecek kimse yoktur. "
Sayfa 188Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.