Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

rümeysa

aslında sürekli engellenmiş bebeklerle sürekli korunmuş bebekler bir dairenin iki yarısı gibidir. kurban, kurtarıcı, zorba rolleri arasında ömürleri tükenir ve ruhları içeride yıllar boyunca doğmayı bekler.
Reklam
fakat hayatta kesin olan sadece iki bilgiye sahibiz; bir zamanlar doğduğumuz ve bir süre sonra öleceğimiz. bunun dışındaki her şey daima belirsizdir. işte ruhsal doğumumuz her şeye rağmen bu belirsizliği kabul ettiğimiz ve bu gerçekliğin içinde durabildiğimiz ölçüde gerçekleşir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
tuhafı, uzaklığı düşleyenlerdense, muhtemel olanı, yakını, meşru olanı düşleyenler daha fazla kederlendiriyor beni.
bütün sanatlar gibi edebiyat da hayatın yetmediğinin itirafıdır.
Reklam
her zaman her şeyin açıklandığı ve sırların olmadığı, anlaşılmaz ve aşırı karmaşıklığın olmadığı bir dünyaya inanmaya kanalize edilen birçok insan, nihayetinde her şeyi kendilerinin anladığına inanır. bu sebeple, insanların her zaman her şey hakkında fikirleri vardır.
insanlar ancak içlerini, katıksız, saf doğalarını dışa yöneltip gösterdiklerinde otantik olurlar. ve bu nihayetinde şu anlama gelir: otantiklik kültürün zıddıdır. kültür, cultura, "ekim, bakım", insanların doğanın ham maddesinden yaptıklarıdır. sonuç itibariyle, kültürel bir varlık olarak insan, hiçbir zaman doğal bir varlık olarak kendisiyle tamamen özdeş değildir.
boş bir cennete yol açan nedenler aynı zamanda dünyayı daha da boş yapıyor olabilir.
müphemliğe karşı hoşgörü ortadan kalktığında din, aşkın ve şüphenin evcilleştirdiği inancını, yani merkezini kaybeder. ve sonra din, asla hakikati temsil etmeyen, her zaman olasılık ve geçici geçerlilik iddiasında bulunan dinî metinlerin yorumlanması gerektiği düşüncesini de kaybeder. şimdi, müphemliğe karşı tolerans ortadan kalktığında geriye ne kalır? ilk olarak, net görünmeyen, müphemliğe doymuş, sınırları belirlenemeyen ve sayılara çevrilemeyen her şey değersizleştirilir. müphemler daha az önemli görünür. öte yandan, açık, net gerçekler veya en azından kesin sayılar üreten veya üretiyor gibi görünen her şey, itibarda bir artış yaşar.
rümeysa tekrar paylaştı.
neden çölü kendi çığlığımla doldurmalı ve yabani hayvanların yoldaşı olmalıyım ve uluyuşumla zamanı kısaltmalıyım? bu bir haykırış değil, bu bir soru; toplum dışı olmanın bir insan için iyi olmadığını söyleyen ona soruyorum bu soruyu? Bu benim toplumum mu?
Sayfa 36
Reklam
hiçbir şekilde numara yapmamak. her şeyi çok ciddiye almak, yani sabah yataktan kalkmaktan gece yatağa girmeye kadar her şeyi ciddiye almak, yalnız bu ciddiye aldığı şeylerin hiçbirinin bağlanılmaya değer olmadığını da anlamak. bu biraz zor bir şeydir. bu aslında şiir meselesi değil bir yaşamak meselesidir. şiir de yaşamaktan ayrı bir şeyse çekiver kuyruğunu gitsin.
insan günahları ile de Allah'ın kulu. zaman içinde böyle durak noktaları konmuş ki, tevbe edebilsin. öğleyi kaçırdı ise, ikindiyi kılsın. fırsatlar verilmiş, her an dünyaya yeniden bakabilme imkanı ortaya çıkmıştır. "zamanı değerlendirmek" ifadesi yanlıştır bence. çünkü zaman değerlendirilmez, biz zamanın içinde yaşıyoruz, zaman bizi değerlendiriyor.
(...) Gazali, medeniyetin türettiği, "yoldan çıkmış" filozoflardan biriydi, ihtida iktidarıyla da bilim kurumlarıyla da başı hoş olmadı.
131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.