Yaşlanmak Hakkında Bir Kuram
Hayat uzadıkça
yıllar kısalıyor
ama ağırlaşıyor.
Bu gidişle sonunda
bütün yılları yutarak
kendi içine çöken
sayısız ve ağırlıksız,
bir kara deliğe dönüşecek.
Güneşin doğuşuna şehadet eder,
Batışına hüzünlenirim
Aydınlığı yaşar, karanlığı bilirim
Hilali, yıldızları bana verin
Saniyeler, dakikalar, saatler sizin olsun
Yaşlanmak için zamana ihtiyacım yok
Aldığım nefes, rüzgarlar bana yeter
Harfleri, kelimeleri, rakkamlarıda alın
Acı, hüzün, keder beni bekler
Kölelik eden aklınızda sizin olsun
Vicdanımı geri verin yeter!
Siz eyyy köleliğe gönüllü köleler
Ölüm insanı hep aynı sükûnetle bekler...
Ben seninle çay içmek istiyorum.
Seni duymak,
Seni görmek,
Seni bilmek,
Seni yanımda hissetmek istiyorum. Sana şiir okumak istiyorum, yazmaktan bıktım, usandım.
Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
Sabahın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına bırakmak istiyorum.
Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.
Şahsen insanları mahkum etmektense, anlamak beni daha mutlu kılar. (Syf. 10)
Değerli olan her zaman için gerçeğin yarısı değil, tamamıdır. (Syf. 14)
Kim bilir, belki de insanın bunları anlaması için ağrıyan bir kalbe gereksinimi vardır. (Syf. 61)
Bir insan için bütün yaşamınızı bir kenara itiyorsunuz, o ise kayıtsızca elinin tersiyle kovduğu bir sinekten daha fazla değer vermiyor size. (Syf. 65)
Yaşlanmak, geçmişten artık korku duymuyor olmaktan başka bir şey değil zaten. (Syf. 69)
"yaş dediğin şey insana en azından bir iki şey öğretebilmeli yoksa yaşlanmak neye yarar? Ama al işte, kültür var, kültür var. Biri bilgine bir şey katar, diğeriyse cehaletine."
Eğer hep 22 yaşında kalsan hep 22 yaşında olduğun kadar cahil olursun. Yaşlanmak sadece çürümek değildir. Büyümektir. Öleceğini bilmek düşüncesinden daha önemli olan öleceğini anladığın için daha iyi bir yaşantı sürdürmektir.
İnsanların yaslanabilecekleri bir şeyleri olmalı.
.... Belki de bir insan bütün hayatını yaslanabileceği o şeyi aramaya adıyordu ve "mutlulukları" da "mutsuzluk ları" da büyük ölçüde, bu iş için yaptığı seçimlerin gereklilikleri ve kısıtlamaları tarafından yazılıyordu hanesine.
Zira bu bir işti. Birine yaslanmak başlı başına bir işti.