Çevresinde gördüğü tipler, özellikle de kendisinden yaşlılar, ona müthiş bir çaresizlik duygusu veriyordu. Para tanrısına tapmak buydu işte! Ruhunu bir villayla bir aspidistra karşılığında satmak uğruna hayatını kur, işinde başarılı ol! Altı on beşte bir tabak yemek ve armut kompostosundan oluşan akşam yemeği yiyip yarım saat BBC Senfoni Konseri'ni izleyen, sonra da karısı "havasındaysa" yasal bir cinsel ilişkide bulunan melon şapkalı tipik bir "küçük adam"a dönmek! Kadere bak! Hayır, yaşamak istiyorsan bu böyle olmaz.
"... kimse düşlerine sahip çıkamıyormuş; sevgi parayla yaşanan bir lüks olmuş; bir halkın onuru için binlerce genç ölüm orucuna yatmış; balkonlarda çiçekler giderek azalıyormuş; yaşlılar bir bir parklardan çekiliyormuş; çocukların soluğu anne teni kokmuyormuş; herkes penceresine ikinci bir perde çekiyormuş; “yalan, yeminin ikiz kardeşi olmuş” (M. Altıok); ekmeklerden sonra şarkılar da bozulmuş; insanlar inceliğini bir ip gibi boynunda taşıyormuş; para sesini yükselttikçe susan insan artıyormuş; hapishaneler birer büyük kent olmuş; herkes eşyalarıyla sevişiyormuş; gurbet artık evlere gelmiş; sular bile deterjanla temizleniyormuş; aşkın hiçbir gizi kalmamış... Bütün bunlar dünyayı daraltırmış; herkesin yenik olduğu yerde güçlü olmak, bir bataklıkta birinci olmak kadar gülünçmüş... "
Reklam
Sağ ol amca kaygılarım biraz da olsa azaldı
Biliyorsun insan gençken acelecidir, yeterince yaşamamaktan, yeterince çeşitli ve zengin deneyimlerden yararlanamamaktan korkar, sabırsızlığa kapılıp mümkünse olayları hızlandırır, üst üste biriktirir, yığar; gençlikte bol bol yara alıp kendine bir geçmiş oluşturmak için duyulan aciliyet çok tuhaftır. Kimsenin bundan korkmaması gerekirdi, biz yaşlılar insanlara öğretmeliydik korkmamayı, gerçi nasıl öğretilebilir, onu da bilmiyorum, artık kimse yaşlılara kulak vermiyor.
Sayfa 89 - Metis Yayınları, İlk Basım: Ocak 2011
"Okumak bizim için ne çilecilik ne de hayatını çalışma masası başında geçirmek anlamına geliyor. Ayrıca böyle bir şey olası mıdır? Biz eğitim sayesinde özgürlüğümüz için, haklarımız için mücadelenin içine, yaşamın içine daha yeni giriyoruz. Bir kadın üniversite eğitimine başladığında sadece kafasıyla, zekasıyla değil, tüm istemiyle, tüm insanlığıyla kendini veriyor. Sadece bilgi edinmekle kalmıyor, yaşamdaki zihinsel devinimde de küçük bir pay sahibi oluyor. Siz bilimden sadece yaşlılar için, yaşamdan kopuk insanlar için uygun bir meşguliyetmiş gibi söz ediyorsunuz. Ama belki de sadece erkeklere böyle hissettiriyordur. Kadınlar arasındaysa bilim genç, güçlü ve dinç olanlara çekici geliyor!"
Tanrının işine bak; Gençler ne kadar kaygısız, dizginsizce Biz yaşlılar da o kadar vehimli oluyoruz.
Sizin yaşınızda yaşama inanç duyulur, sanmak ve umut etmek gençliğin ayrıcalığıdır ama yaşlılar ölümü daha net görürler.
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.