Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan önce yaşanan sıkıntıları, göç etmekten bezmiş Kayı Boyu'nun yerleşik yaşama geçme arzusuyla yandığını ve 'illaki yurt, illaki yurt' temennisinde teşkilatlandığını anlatıyor. Genel anlamda, 100'lerce Oğuz boyundan olan Kayı Boyu'nun farkını ortaya koyuyor. Gerek yurt edinmeleriyle, gerek 600 yıllık Osmanlı Devleti'nin tohumlarının nasıl atıldığını anlatan bir eser ...
Merhaba SöğütYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20172,680 okunma
"Bildirilmeyince bilmek olmaz. Yakup Aleyhisselâm kıssasını duymuşluğun olmalı. Oğlu Yusuf, yakınındaki bir kör kuyuya atılmışken bilememişti, ama Mısır'da, Kenan eline kırk günlük yolda bulunurken 'Evladımın kokusunu alıyorum' demişti. Ya kardaş, bildirilmeyince kul nereden bilsin? Alim-i Ezeli olan Cenab-ı Vacibü'l-Vücud Hazretleri bildirmeli ki, kurban olduğum, kul kısmı bilsin, yoksa kimse adım atacak, hele hele doğruya gidecek yol bulamaz."
Buhara Yanıyor kitabının devamı olan bir eser Elveda Buhara.
Eser Harzemşahlar Devletini anlatıyor. Bu eserinde babası Sultan Muhammed'in ölümü üzerine tahta geçen Celaleddini görüyoruz. Kendisi yiğitler yiğidi birisidir. Başlarında Moğol belası vardır. Çekirge sürüsü gibi namussuz herifler yav. Moğol yetmiyormuş gibi Selçuklu Devleti de, Harzemşahlar'a savaş açar. Ulan bir durun yav. Biz kendimizi bitirmekten başka ne yapıyoruz anlamıyorum. Oysa birlik olsak bizi kimse yenemez ve bölemez.
-Ne kadar çokluk olurlarsa olsunlar vız gelir! Ölüme kararlı olanlar için, ölüm kokunç olmaktan çıkar. Şehadet diyor, bağrımıza basıyoruz.
-"Ölüme bir kere karar verilir. Biz bu kararı işin başında verdik. Ama ölmeninde bir izzeti vardır. Köpek gibi esir olup Moğol kılıcı altında ölmektense, onlarla savaşarak izetimizle ölürüz."
-"Ölüm, ne zengin tanır. ne fakir.
Ne dost bilir, ne düşman.
Ne sultan, ne de bey...
Gözünde herkes eşit, herkes bir.
Kara toprak aynı iştiyakla dilenciyi de, sultanı da yutar.
Aynı özlemle kucaklar, aynı hasretle sarar."
Elveda BuharaYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 20031,173 okunma
"Ya Rabbi! Kader nasıl da etrafımıza ağlarını örmüş. Kımıldayacak halimiz yok. Dosttan ziyade düşman çehreleri görürüz. Memleketimizden kaçıncı defadır bir mücrim gibi kaçarız. Bütün bunların canım için olmadığını senden iyi bilen yok..."
Putperest Moğol hakanlarının yapamadığını Müslüman Selçuk Sultanı yapmış, Harzem Devletini yıkmıştı.
Çaresiz kalan Celaleddin kaçıyor, ama nereye gitse kurtulamıyordu.