Kanuni Sultan Süleyman Han
Saltanat dedikleri, bir dünya kavgasıdır. Oysa yaratana yakınlık gibi bir saadet ve baht güzelliği yoktur. Ona yakın olmak üzere Veli Sultan Bayezid’in sarayında bir şehzade, atalarının en güzel hasletleriyle bezenip büyür. Yavuz Sultan Selim vefat eder, yerine oğlu geçer. Batı, “Aslan öldü, kuzu geldi” diye sevinirler. Ancak gelen, âleme nizam koyacak bir başka aslan; cihana diz çöktürecek olan Süleyman’dır.
Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek Giryemi kıldı füzun eşkimi hun etti felek Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek Yavuz Sultan Selim Han TERCÜME: Bilmem ki gözlerime nasıl bir büyük yaptı felek. Gamı kan içinde bırakıp, göz yaşımı arttırrdı felek . Arslanlar pençemin korkusundan tir tir titrerken Beni bir gözleri ahuya esir etti felek.
Reklam
Biz ayrılığın gül bahçesinde yanık nağmelerle inleyen bülbülüz. Sabah rüzgarı gül bahçemizden geçse ateş kesilir. Yavuz Sultan Selim Han
"Osmanlı hakanları umumiyetle 'Zill Allah fi'l Âlem’ (Allah'ın dünyadaki gölgesi) ünvanını kullanıyor; bir Türkistan şairi Yavuz Sultan Selim Han'a gönderdiği kasidelerinde "Selim Şah, Sâye-ilah" kâfiyeleri ile hitap ediyordu. Bu ünvan, gayri müslim Türk Kağanlarının "Tanrı tarafından gönderilmiştir." veya "Tanrının yeryüzündeki nâibi” ünvanlarına çok yakın bir anlayışı belirtir. "
Sayfa 41
Adaletin en kötüsü geç tecelli edendir. Sonunda hüküm isabetli olsa da geciken adalet zulümdür... Orhan Gazi Güven kontrole engel değildir. Türk Atasözü Hak arayan varsa hakkını verin, başkaldıran varsa başını kesin...II. Abdülhamid Han Allah ve peygamber korkusu bilmezler unutmayın; intikam gecikir ama asla yaşatmaz... Sultan 4. Murad Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti yatar.. Yavuz Sultan Selim Yapmak istediğimi sakalımın bir teli bile bilseydi, o teli hemen koparır ve yakardım. Fatih Sultan Mehmet Yenileceğinden korkan, daima yenilir... Sultan Yıldırım Beyazıt Türk çocuğu öksüz kalır, yurtsuz kalmaz.. Nene Hatun Bana Türklerden kurulu bir ordu verin, dünyayı rehin alayım... Napolyon Bonaport Siz çoksunuz, biz Türk.. Bilge Kaan Biz öldürme meraklısı değiliz, sadece inandığımız değerler uğruna can verir, can alırız.
Sanma şahım/ herkesi sen / sadıkane /yar olur Herkesi sen /dost mu sandın/ belki ol /ağyar olur Sadıkhane /belki ol /bu alemde /Dildar olur Yar olur /ağyar olur /Dildar olur/serdar olur Yavuz Sultan Selim Han
Reklam
KUDÜS'TEKİ İLK OSMANLI ESERİ
KASIM PAŞA ŞADIRVANI Kasım Paşa Şadırvanı,Osmanlı'ya ait Kudüs'teki ilk eserdir.Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinde Kudüs'ü fethi sonrasında Harem-i Şerif'e inşa edilen ilk yapı olması sebebiyle ayrı bir önemi haizdir... Osmanlı'nın Kudüs'ü alır almaz bir şadırvan inşa etmesinin şüphesiz Hanefilik mezhebiyle yakın alakası vardır.Şafi mezhebinde bilhassa boy abdesti alınırken durgun sudan da istifade edilebilirken Hanefilerde temizlik için akan su gerekir. Kudüs halkı ağırlıklı olarak Şafi'dir ve bir havuzda toplanmış durağın suyu kullanabilir.Ancak Hanefi fıkhında bu konuda farklı bir anlayış olduğu için Kudüs'teki ilk Osmanlı eserinin bir şadırvan olduğunu görüyoruz.Hatta Mescid-i Aksa'da şadırvan ve havuzlarla ilgili bir sicilde Hanefi Musluğu diye bir ifade geçtiğini görüyoruz.Bahsettiğimiz nedenlerden dolayı bu sicilde söz edilen yapının Kasım Paşa Şadırvanı olma ihtimali yüksektir. Sekizgen bir gövdeye sahip olan şadırvanın Batıya bakan cephesinde 3 satırlık Arapça bir Kitabe bulunmaktadır.Burada şöyle yazar: 'Bu mübarek sebil Allah-u Teala ve Onun rızasını talep için efendimiz en büyük sultan,dünyayı yöneten ikinci Süleyman,Arap ve Acem emirlerinin Emiri Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman'ın günlerinde Kasım Paşa tarafından,Allah istediğini erdirsin,Allah'a muhtaç Kulu Abed Rabbihi Mustafa'nın eliyle 933(1527) yılının muazzam Şaban ayının son 10 gününde yapılmıştır'
Türkiye bugünkü Irak faciası tekrarlanmak istenmiyorsa, elbette ki bu konuda ruh sahibi olacak; ama henüz mahalleye iyi tanımayan bir mahalle sakiniyiz. Üstelik bu kusur bütün orta doğulular için geçerlidir. Yavuz Sultan Selim han 4 asırlık barışı komutan olarak sağladı. Gelecekteki barış'ın aynı yöntemle sağlanamayacağı çok açıktır.
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.