Kitabın ilk yarısı sıkıcı ve sinir bozucuydu ama ikinci yarısından itibaren heyecan artıyor. Bazı mantık hataları vardı ama yazar sonunu güzel bağlamış. Güzel bir intikam hikayesiydi eğer böyle bitmeseydi boşuna okumuşum gibi hissederdim. İlk kısmı değilse de ikinci kısım beklentimi karşıladı. Tavsiye ederim.
Spoiler içerir
Kendi halinde bir doktor olan Ricky'nin hayatı, eski hastalarından birinin üç çocuğunun intikam almak için peşine düşmesiyle alt üst olur. Mesleğinin ilk yıllarında acemilikten yeterince ilgilenmediği genç bir kadın intihar etmiştir. Kadının çocukları, doktor da dahil olmak üzere onlara yardım etmeyen herkesten intikam almaya başlarlar. Dediğim gibi genç tecrübesiz bir doktorken yapılan bir ihmalin -bence Ricky bu konuda suçsuzdu- bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. Neyseki sonunda intikamını aldı yoksa adaletsiz bir son olurdu.
ÖTÜKEN'E YOLCULUK
YAZAR : HASİP SARIGÖZ
YAYINEVİ : S. S. ULUSLARARASI YAYIN GRUBU
SAYFA SAYISI : 324
PUANIM : 10/10
Merhabalar...
Bugün #ötükeneyolculuk ile geldim
Muhteşem bir gezi yazısıydı.. Resmen grup ile ben de gezdim, özellikle kare kodlar ve görseller ile zenginleştirilmiş olması beni aynı bir hayran bıraktı. Hep birlikte karış karış gezdik Moğolistan'ı.
Resmen atlara birlikte bindik, bozuk toprak yollarda birlikte perişan olduk, çadır kamplarında birlikte kaldık, yazıtları birlikte inceledik, oboları birlikte gördük ve kurganları birlikte ziyaret ettik. Sanki grupta ben de varmışım da gözlerimle herşeye şahit olmuşum gibi bir çırpıda okuyup bitirdim kitabı.
Beni en çok üzen ise kurganların böyle bir hiçliğin ortasında, korumasız, özensiz bir halde bırakılması oldu.
Bu muhteşem geziye sizde ortak olmak isterseniz zaman kaybetmeyin derim.
#alıntı
" Köklere inmeden göklere çıkamazsınız."
"Ey! Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini, töreni kim boza bilecekti?"
Okumaya başlamadan önce, eser hakkındaki incelemelere göz attığımda; tabuları, ön yargıları olanların bu kitabı okumamalarının daha iyi olacağına dair ifadelere rastladım. Bilimin var olması ve gelişmesi için vazgeçilmez bir gereklilik olan eleştirel düşüncenin kendini bilimin, objektifliğin ve açık görüşlülüğün yanında olarak değerlendirenler
Geriye Doğan kitabının yorumu ile geldim
Nisan ayının son kitabı. 2024 yılı basımlı 208 sayfalık dolu dolu bir bilim kurgu üstelik Türk bir yazar.
"Dünyaya beş gün sonra Andurun adlı bir kuyruklu yıldızın çarpacağı ve bunun ilk önce Kuzey Kutbu'ndan başlayıp saatler içerisin tüm gezegeni su
"Bir kitap hayal etmek zor bir şey değil. Tıpkı bir başkası olmayı hayal etmek gibi, bunu sık sık yaparım. Zor olan ise hayal ettiğiniz kitabın ima ettiği yazar olmak." #orhanpamuk #babamınbavulu
Kitap fuarı ganimetlerimden biri daha. Agota Kristof gibi Annie Ernaux ile tanışmayı da çok istiyordum bir süredir. Okuduğum ilk kitabı olacak Olay. Daha önceki yıllarda Kürtaj adıyla yayımlanmış.
1963 Fransa'sında ,kürtajın illegal olduğu bir ortamda yaşadıklarını kaleme almış yazar bu kitabında. Otobiyografik bir kitap ve çok da sarsıcı. Kadınların bedenleri üzerinde hak sahibi olmadığı bir ortamda nasıl yapayalnız bırakıldıklarını epey etkileyici bir şekilde dile getirmiş. Olayın hem psikolojik hem sosyolojik boyutu bir arada işlenmiş.
Günümüzde bile tartışılan bir konu üzerine, geçmişte, olayın yasal olmadığı bir ortamda bizzat yaşadığı bir deneyimi bizimle paylaşmış olması yazarın gerçekten çok ama çok cesur olduğunu gösteriyor bize.
Kitabı yazıp yazmama kararını ise şu düşüncesi ile somutlaştırmış olmalı;
" Her ne olursa olsun, bir şeyi yaşamış olmak, kişiye onu yazmak için ebediyen geçerli bir hak verir. Yüksek hakikat, düşük hakikat diye bir şey yoktur. Ve eğer deneyimle kurduğum ilişkinin izini sonuna kadar sürmezsem, kadınların gerçekliğinin karatılmasına katkıda bulunmuş, yeryüzündeki erkek egemenliğinin safında yer almış olurum."
OlayAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,358 okunma
Türk edebiyatının en harika en büyük şairleriden çok harika şair , yazar ,senorya film yazarı Attila İlhanın en efsane şiiri olan ben sana mecburum adlı şiir kitabı.Attila ilhan en güzel ve en öne çıkan şiir kitabı ben sana mecburum ve sisler bulvarıdır benım bakış açımla sisler bulvarında çok harika şiiri ve en uzun şiiri olan kaptan adlı şiiride vardır.: Ayrıca bu kitaptaki şahane serseri ve başla yerde olmak adlı şiire ve birçok şiiri muhteşemdir .Çok harika şair Attila ilhanın Ben sana mecburumu kesinlikle okunmalı.
ATTİLA İLHAN
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin..
_______
Ben,
çocuklar gibi sevdim, devler gibi ıstırab çektim,
damarlarımda dünyanın bütün rüzgârları,
harblere, açlıklara, yalnızlığıma rağmen..
Anamdam yolcu doğmuşum
neyleyim,
gurbet dedim,
vatan dedim,
hürriyet dedim.
Ben Sana MecburumAttila İlhan · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910.4k okunma
İyi bir yazar olmadan önce iyi bir okur olmak gerekir. Nasıl yemek yiyor, şu içiyorsam, öyle kitap okuyordum. Ekmekle, yemekle midemi, kitaplarla kafamı doyuruyordum. (Fakir Bayburt)
“Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.”
“Gerçek anlamda sevgi, diğer insanları da kendimiz kadar sevebilmeyi içerir, kendimizden çok ya da yerimize değil. Bir başka deyişle, sevgi, diğer insanların seçimlerini kendi seçimlerimiz gibi sevebildiğimizde gerçekleşir. Ama sevgi tek bir yaşantı değil
Kitabın sunuş bölümü ile başlamak istiyorum yaklaşık 30 sayfaya kadar sürüyor. Hem sunuşun uzun olması hem de kullan dığı Arapça ve yabancı sözcükler sıkabiliyor.
Çevirmen okumanın insanı ne kazandıracağı ile ilgili insanın özüne dair,çevirmenlere dair, öğretmenlerlere dair, millet olarak kitaplara olan ilgimiz ve alakamızla ilgili ve benzeri
#kitapyorumu || MUTLU ÖLÜM
️6/10
●Yine fazlasıyla abartılanlar listeme aldığım bir kitabı yorumluyorum üzülerek. Tamamı şahsi fikrim olmak üzere genelde benim gibi düşünenlerin olduğunu da farkettim.
●Mutlu Ölüm'ü okurken kesinlikle sonuca odaklı bir kitap beklemeyin. Anlık duygular, uzun uzun betimlemeler, biraz da felsefe... Eğer felsefe seviyorsanız mesela kitap mükemmel. Ya da duygu durum okumak ilginizi çekiyorsa kesinlikle okuyun. Ama bir olay örgüsü, serim düğüm çözüm bekliyorsanız, beklemeyin. :)
● Yazar öldükten sonra yayınlanmış ve Nobel ödülü almış kitap. Edebi yönden değerlendirilmiş olmalı. Çünkü edebi yönü güzel bence.
●Beni kendine çok çeken bir kitap türü değil ama hayranları da çok fazla.
Mutlu ÖlümAlbert Camus · Can Yayınları · 20194,810 okunma
bir anda popüler bir romancı olmak hem çok kolay hem de çok zordur. çok kolaydır çünkü olay örgüsü, üslup, psikoloji, hayatın ve edebiyatın ele alınış biçimi gibi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda; toplumun talepleri, en kötü kabiliyetin ve en kültürsüz zihnin bile erişebileceği niteliktedir. öte yandan çok zordur çünkü yazar bu istekleri karşılamak için kendi benliğinden ödün verecek, yazmanın sanatsal zevkini bir yana bırakıp, yarı eğitimli insanları eğlendirmek için yazacaktır ve böylece kendi bireyselliğini yok etmek, kültürünü unutmak, üslubunu rafa kaldırmak ve kendisinde değerli olan ne varsa çöpe atmak zorunda kalacaktır.
Etkileyici sonuyla, başkarakterlerin psikolojilerinin işlenişiyle, kurgusuyla, başkarakter gibi romandaki tüm karakterlerin incelikle işlenmiş olmasıyla ve üslubuyla romana hayran oldum.
Revna ve Bihter. Biri küçük yaşta kendisinden utandırılan, varoluşunu kendi iç dünyasında bir suç olarak gören, arkadaşları tarafından zorbalığa uğramış, ailesinden psikolojik şiddet görmüş, diğeri çocukken şahit olduğu ölüm sonrasında üç yaşından beri yetiştirme yurdunda büyümüş iki kadının yolları kesişir.Roman tam olarak bu kesişmeye giden süreci anlatır.İkisinin de farklı travmaları bulunur.İki farklı kadının iki farklı hikayesi romanda adım adım iç içe geçer. Biz okurlara “Ah Revna , ah Bihter “dedirir.
Aşk,aile hayatı,çocuk için aile ve öğretmenin önemi , iki farklı bakış açısıyla aktarılır .
Bihter sancılı bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirirken birden koşmaya başladığını fark eder. Bu davranışı sürüp gider.Aslında bu koşma hali Bihter’in olmak istediği yere gitme isteğidir. Bedeninin var olduğu yer ile olmak istediği yer aynı değildir. Bu romanı bir senarist görür , duyar mı, bir senaristte ulaştırılır mı ya da yazar senaryo da yazabilir mi bilmem lakin bu roman senaryoya dönüştürülüp film olarak çekilebilir ve keşke yapılsa ve bir film olarak izleyebilsek .
Gizli ÖzneNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2019565 okunma
Dünyanın en çaresiz çocuklarına en büyük hayalleri kurduran, umut denilen o doğal felaketten nefret ediyordum!”
“Çünkü her ne kadar, geçen onca süre içinde hayli değişmiş olsam da, daha iyi bir insan değilim. Sadece, o günlerde her neysem, onun dahasıyım!”
Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak
Fatma Barbarosoğlu bir Türkiye fotoğrafı için bir davranışlar albümü olarak tanımlamış kitabı. Bilmem daha bir ek yapmam gerekir mi?
Bir seyahatimde okumamın etkisi de bir başka oldu. Kitabın her bir kısmı anlam kazandı gözümde. Yol