Bahar Baltacı ile 119 kilometrelik Kapadokya Ultra maratonu boyunca koşmak gibiydi. Anlatımda 3 örgüyü birleştirmiş, bir tarafta kendi yada çevresinde ki insanların anıları, diğer tarafta günlük rutinlerimiz içinde bizler ve en sonda da ultra koşu. Bu üç başlık kitapta sıklıkla yer değiştirerek işleniyor. Akıcılığı sağlamada etkili bir yol
Peride Celal ile tanışma kitabım "Mektup" oldu. Dört ayrı öyküden oluşan samimi bir kitap. Dili akıcı, anlatımı samimi, kelime seçimleri muazzam ve okuru kitabın içine çeken farklı bir havası var. Öyküden öyküye geçerken fazla yabancılık çekmiyor insan, alışıveriyor çabucak.
İlk öykümüz "Böcek"; bir kadının yaşadığı buhranı ve ardından gelen ışığı,
İkinci ve kitaba da ismini veren öykü "Mektup"; çeşitli sebeplerle yalnız kalmış Saffet beyi ve hayatını,
Üçüncüsü "Koşucu"; hayatın hengamesi içerisindeki mesafeleri ve
Son olarak "Kaçak" isimli öykümüz de; özgürlüğe yapılan yolculuğun tadını damağımızda bırakıyor.
Geç tanıştığım bir yazar Peride Celal fakat iyi ki dediklerimden oldu yine.
Keyifli Okumalar!
Eğer bir mezar taşım olacaksa, oraya yazılacak ifadeyi kendim seçebileceksem, şöyle yazılmasını istiyorum:
Haruki Murakami
1949-20**
Yazar (ve Koşucu),
En azından sonuna kadar yürümedi.
Hayatta her birimiz bir şeyleri başarmak için mücadele içindeyiz. Ya buna katlanır devam edersin ya da pes edersin. Yazarın da söylediği gibi 𝐚𝐜𝛊 𝐜̧𝐞𝐤𝐦𝐞𝐤 𝐛𝐢𝐫 𝐭𝐞𝐫𝐜𝐢𝐡 𝐦𝐞𝐬𝐞𝐥𝐞𝐬𝐢𝐝𝐢𝐫.
1980'lerden bu yana egzersiz sloganı olarak kullanılan "ℕ𝕠 𝕡𝕒𝕚𝕟, 𝕟𝕠 𝕘𝕒𝕚𝕟." mottosunu sadece egzersizde değil aynı zamanda hayatta başarıyı yakalamak
~~~Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki
bu zamanda alçak insanların istekleri
yerine getiriliyor~~~
Kitaptaki son söz içinde bahsedildiği gibi oyunlar Beckettvari olsa da Bernhardvari durumları da hissettiğimiz eserdir bu üç oyun... Edebi anlamda eksik çıkarımlarım olsa da insanı anlamda her vurgusunu kavradığım bu iki yazardan ne yazsalar okurum, zira
1 / 6
FERİT EDGÜ'NÜN ‘KOŞUCU’ ADLI KÜÇÜREK ÖYKÜSÜNE ‘AÇIK YAPIT’ ÇERÇEVESİNDEN BAKIŞ
Rıdvan Şahin
Ferit Edgü,1950’li yılların sonundan itibaren günümüze kadar şiir,hikaye,roman ve deneme gibi türlerde eserler vermiş bir yazardır.Yazar, eserlerinde varoluşçuluğun insan üzerindeki etkilerini ve insanın varoluşsal sorgulamalarını,dilin ve
Eğer bir mezar taşım olacaksa, oraya yazılacak ifadeyi kendim seçebileceksem, şöyle yazılmasını istiyorum:
Haruki Murakami.
1949-20**
Yazar (ve Koşucu),
En azından sonuna kadar yürümedi.
Şu an için beklentim bundan ibaret.
Eğer bir mezar taşım olacaksa, oraya yazılacak ifadeyi kendim seçebileceksem, şöyle yazılmasını istiyorum:
Haruki Murakami.
1949-20** Yazar (ve Koşucu)
En azından sonuna kadar yürümedi.
:)
Eğer bir mezar taşım olacaksa, oraya yazılacak ifadeyi kendim seçebileceksem, şöyle yazılmasını istiyorum:
Haruki Murakami.
1949-20**
Yazar (ve Koşucu)
En azından sonuna kadar yürümedi.
Şu an için beklentim bundan ibaret.
Bir şeye tutkuyla bağlanmak mı dersin yoksa aşırı istikrar mıveya muazzam bir irade gücü mü?
Bunları doyasıya hissettiğiniz satırların arasında gezerken çok ünlü şahane yazarımız Murakami nin hayat yolculuğuna konuk oluyoruz. Bir çok yönüyle örnek alınası bir insan. İnsanlardan uzak, kendine odaklı hem koşucu hem yazar olan Murakami, bu kitabı adeta kendine yatırım yapmanın getirisini göstermeye yönelik yazmış.
100 km lik koşusunda kendini bu denli zorlaması ve bittim dediği yerde hayır sen insan değilsin robotsun diyerek hem bedenine hem zihnine karşı koyarak hedefe ulaşması kesinlikle inanılmaz bir kırılma anı idi. Aslında her şey bizde mi bitiyor demeden geçemedim. Başarısızlıkla yakındığımız çoğu şeyin tek sebebi yeterince istemeyişimiz. Yeterince çabalamayımışımız ve pes etmemiz.
Açıkçası Japon Edebiyatına ağırlık verdiğim bir dönemde Haruki Murakami doğru tercihti.
Türk edebiyatında öykü türünde değerli eserler vermiş son derece kıymetli ama ne yazık ki az bilinen bir yazarımızdır Peride Celal. Yazar kitabın arka kapağındaki yazıda kendisinden şu şekilde bahsediyor: “Ben, öyküden romana geçen bir yazarım. İlk gençliğimde ve daha sonraları da yüzlerce öykü yazdım. Bunlar gazete sayfalarında kaybolup gittiler.
hayyamlabaşbaşa
Herkese merhabalar...
Sizlere enfes bir kitap ile geldim.
Bu tarz kitapları zaten çok severim bu kitabı da çok ama çok sevdim.
Hayyam olunca ise bir ayrı sevdim.
Yazar sizi arka kapak ile öyle bir çağırıyor ki ;
Alabildiğine seyreltilmiş yaşamlarımızda her nedense çok yoğunuz, kendimizi tüketiyor, koşucu gibi hayatı hızlı
Eğer bir mezar taşım olacaksa, oraya yazılacak ifadeyi kendim seçebileceksem, şöyle yazılmasını istiyorum:
Haruki Murakami.
1949-20**
Yazar (ve Koşucu)
En azından sonuna kadar yürümedi.
Şu an için beklentim bundan ibaret.