Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Kartal

9.1/10
19 Kişi
137
Okunma
8
Beğeni
2.218
Görüntülenme

Ahmet Kartal Gönderileri

Ahmet Kartal kitaplarını, Ahmet Kartal sözleri ve alıntılarını, Ahmet Kartal yazarlarını, Ahmet Kartal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mantıku't-tayr, Gülşehrî'nin Feriddüdîn-i Attâr'ın aynı isimdeki eserini esas alarak meydana getirdiği, vahdet-i vücut inancını işleyen alegorik bir mesnevidir.
Sayfa 83 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Mutasavvıf bir şair olan Gülşehrî, nazım tekniğine hâkim, dili ve aruz veznini iyi kullanan yüksek derecede bir sanatkârdır.
Sayfa 83 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Kutadgu Bilig, eski Türk ahlak ve devlet telakkisi ile İslami itikadı birleştiren nasihatname ve siyasetname mahiyetinde didaktik bir eserdir. Mesnevi nazım șekliyle yazılan esere Allah'a hamd ile başlanmış, Hz. Peygamber ve Dört Halife övgüsünden sonra bahar tasviri ve hükümdarın medhine yer verilmiştir.
Sayfa 18 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Gerçi kim derler cihanda ârife bir gül yeter Ârife bir gül yeterse bana yârım gül yeter
Ik olarak Âmil Çelebioğlu tarafindan ilim alemine tanitlan Ahvâl-i Kıyâmet mesnevisi (Turk Edebiyatı'nda Mesnevi, istanbul 1999, s. 39), daha sonra Cem Dilçin tarafından tıpkıbasım ve transkripsiyonlu metin hâlinde yayımlanmıştır ("XIIl. Yüzyıl Metinlerinden Yeni Bir Yapıt: Ahvâl-i Kiyâmet Ömer Âsım Aksoy Armağanı, Ankara 1978, s. 49-86)
Sayfa 80 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Gazneli Devleti`nin en meşhur hükümdarı Gazneli Mahmûd ile bir derviş arasında geçen karşılıklı konuşmayı konu edinen Dâstân-ı Sultan Mahmûd mesnevîsi, 79 beyit olup aruzun fâilâtün fâilâtün fâilün' kalıbıyla yazılmıştır. Bu küçük mesnevisinde diğer șirlerinde olduğu gibi dünyanın fâniliğini vurgulamaya çalışan Şeyyad Hamza, kudretli bir hükümdar olan Gazneli Mahmúd íle yoksul dervişi, yani madde ile mânayı karşılaştırarak, nefsine hükmetmesini bilen dervişin varlık ve ihtişam içinde olan sultandan üstünlüğünü vurgulamıştır. Mesnevi, Sadettin Buluç tarafından tıpkıbasım ve çeviri yazısıyla birlikte neşredilmiştir ("Şeyyåd Hamza'nın Bilin meyen Bir Mesnevisi", Türkiyat Mecmuası, c. XV, istanbul 1969, s. 247-63).
Sayfa 80 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Şeyyâd Hamza'nın Yûsuf u Zeliha'sı aruzun "fâilâtün failâtün failün" kalıbıyla nazmettiği 1529 beyitlik bir mesnevidir. Eser konusu itibariyle klasik tertibe uygun, Kur'an`daki Yûsuf kıssasına dayanan dinî bir aşk hiäyesidir. Eseri yazarken Kur'an tefsirinden de istifâde eden Şeyyâd Hamza, konuyu kendi duygu ve düşünce dünyası içerisinde geliştirerek anlatmıştır.
Sayfa 79 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
"Şeyyâd" kelimesinin lügat mânasına uygun "sıvacı, kireçli bina yapan" demek mi olduğu yahut başka bir mesleğe mi delâlet ettiği tam olarak belli değildir. Ancak "şeyyâd" kelimesinin kökünde "yüksek sesle söylemek, övmek" mânası da bulunduğu için, bu kelime "yüksek sesle manzume okuyan, kıssa anlatan' anlamına da gelmektedir. Şeyyâd Hamza'nın Anadolu'da dolaşıp halka dinî-tasavvufi şiirler söyleyen ve kendilerine belki de "șeyyâd" ismi verilen gezgin dervişler topluluğundan olduğu sanılmaktadır. Hem aruz hem de hece vezniyle yazılmış şiirleri vardır. Şiirlerini mesnevî, kaside ve gazel nazım șekillerinin yanında dörtliükle de yazmıştır. Șiirlerini dinî-tasavvufî düşünceyle yazan Şeyyâd Hamza'nın iki tane din dışı gazelinin bulunması, onun dinî-tasavvufî tarafının yanında dünyevî boyutunun olduğunun da kanıtıdır.
Sayfa 79 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Fuad Köprülü ve onu takip eden bazı araştırmacılara göre; Şeyyâd Hamza XIII. asırda Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Anadolu'da yaşamış ve yazdığı dinî-tasavvufî şiirleriyle Ahmed Fakîh'i takip etmiştir.
Sayfa 78 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
NESÎMÎ Âşık Çelebi ve Fâik Reșâd'a göre Diyarbakır, diğer ķaynaklara göre Bağdat yakınlarındaki Nesim kasabasında doğdu. Asıl adi Îmâdüddîn'dir. Türk sûfisidir. Şeyh Şiblî'nin dervişlerindendir. Daha sonra Fazlullah-ı Hurûfî ye intisap etmiş, I. Murad devrinde Anadolu'ya gelmiştir. Hacı Bayram-ı Velî`ye intisap etmek istediyse de, bu isteği Hacı Bayram-ı Veli tarafindan kabul edilmemiş, sonrasında Halep'e gitmiş ve orada derisi yüzülerek öldürülmüştür.
Sayfa 75 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Nesîmî'nin hayatında hiç şüphesiz en önemli hadise Fazlullah-ı Hurûfî ile buluşmasıdır. Bu buluşmadan sonra Nesîmî'nin gerek hayatında gerekse şiir hayatında büyük değişiklikler olmuştur.
Sayfa 76 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Türk edebiyatının en lirik, en coşkun şairlerinden biri olan Nesîmi özellikle Bektaşîler ile vahdet-i vücud akidesini benimseyenler arasında büyük bir sûfî olarak kabul edilmiş, hakkında birçok menkıbe yazılmıştır. Şiirde büyük bir kudret göstererek çoğunlukla kendi akidesini telkine çalışmış, åşıkane şiirler de söylemiştir
Sayfa 75 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Anadolu'da yazıldığı tespit edilebilen en eski Türkçe şiir ise, XIII. asrın sonlarında Gelibolulu Muhyiddin tarafından Farsçadan tercüme edilen Tercüme-i Menâkıb-ı Şeyh Evhaduddîn-i Kirmânî adlı eserde yer alan Evhaduddîn-i Kirmânî'nin Farsça-Türkçe mülemma gazelidir.
Sayfa 42 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Yine eldeki bilgilere göre Anadolu'da yazılan ilk Türkçe eser Hakîm Bereket tarafından kaleme alınmış, tıp ilmine dair Tuhfe-i Mubârizi'dir
Bugünkü bilgilere göre Anadolu'da telif edilen ilk eser, Malazgirt Zaferi'nden 30 sene kadar sonra, Danişmendoğullarının Kayseri Dizdarı olan İbnü'l Kemal İlyas b. Ahmed'in yazdığı ve Danişmendoğulları Devleti'nin kurucusu Gümüş-Tigin Ahmed Gazi'ye sunduğu Keşfü'l akabe adlı astronomiye dair eserdir
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.