Ahmet Nuri Diriker sözleri ve alıntılarını, Ahmet Nuri Diriker kitap alıntılarını, Ahmet Nuri Diriker en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zinhar(asla) bulunduğunuz mevkiden geri gelmeyiniz, mûcib-i mes'ûliyetdir(sorunlu olursunuz). Bölükler burada akşama kadar sebat ederlerse akşama kadar birçok taburlar kendilerini takviye edeceklerdir.
Çanakkale Cephesi 42.Alay Kumandanı Binbaşı Ahmet Nuri bey hatıratından;
Korkak Neferden En Cesur Askere
"Çanakkale'de bazı korkak efrad kendi tüfeğiyle cebheden kurtulmak için el ve ayaklarını vururlardı. Bu gibi efradın kurşuna dizilmesi için emir verildi. Bizim alaydan da bazı bu gibi vak'alar olmuş ise de mütecasirleri bir türlü kurşuna dizmeyi razı olmadım.
Yine bir gün bir nefer elinden kendi kendini vurdu. Doktor rapor verdi, bölük ve tabur kumandanları da ibreti misal olmak için kurşuna dizilmesini rica ettiler. O esnada düşman taarruz ediyordu, yine geri bıraktım. Bilahare nefere:
- Kardeş kurşunu ile ölmektense düşman kurşunu ile şehit olmasının daha eyi olacağını, söyledim.
Geceleyin eline iki bomba verip 40-50 metre mesafede olan düşman siperlerine bombaları atmasını, düşman ateşe başladığı zaman iki siper arasında ölen ve şehit olan binlerce asker arasında yatmasını, ateş kesildikten sonra parola vererek vurulmazsa geri gelmesini emir verdim. Bunu üç def'a tekrarladık, nefer bir türlü vurulmadı, bilakis onu siperde bekleyen bir çavuş şehit oldu.
Neferi affettim. Neferin eli pansuman edilerek geçti. Bu nefer sonradan kendi arzusu ile gece düşman siperlerine giderek bombalar atmış, çok yararlılıklar göstermişti. Bu neferin harekatını fıkra kumandanı olan Kazım Karabekir'e hikaye ettim. Harp madalyası verdi. Bende ayrıca onbaşı yaptım. Alayın korkak neferi en cesur asker oldu."
"Yüksek alınlı, yüksek şerefli, kahraman 42. Piyade Alayı daima askerlik tarihinin birincisidir. Ve bu alay ebediyen iftihar edilecek tarihi bir şöhrete maliktir...”
Mithat Paşa'nın Tuna valiliği döneminde Rusçuk-Varna demiryolu yapıldı (1864-1867). Bu hat Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yapılan ilk demiryoludur.
Osmanlı Ordusu, Anadolu topraklarının yanı başında hem de binlerce kilometre uzak diyarlarda, kimi zaman dondurucu soğukta, kimi zaman da kızgın çöl güneşi altında, son derece kıt imkânlarla düşmanlara karşı savaşmak zorundaydı.