Ayşegül Kalem Ertal

Ayşegül Kalem ErtalTerapi Odamda Kesişen Öykülerimiz author
Author
4.0/10
5 People
22
Reads
0
Likes
2,281
Views

Ayşegül Kalem Ertal Posts

You can find Ayşegül Kalem Ertal books, Ayşegül Kalem Ertal quotes and quotes, Ayşegül Kalem Ertal authors, Ayşegül Kalem Ertal reviews and reviews on 1000Kitap.
Bugünün o çok da anlam veremediği mutsuzluğu, bugünün değil zaten.
Sayfa 86 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Çok ama çok büyük yalnızlıktı terapist olmak, bir odada bir canı yanıkla bir arada… Söyleyeceklerin altın misali karşı taraf için, sense kimi zaman ne boka yaradıklarından emin bile değilken.
Sayfa 71 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Reklam
Bilirim ki insan kendine özen göstermeye başladığında, hayatı gene bir ucundan yakalamıştır.
Sayfa 66 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Her şey bitiyor. Ama hayatta kalan sen olunca, devam ediyorsun yaşamaya. Ediyoruz.
Sayfa 63 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Söylenemiyor bazı şeyler. Söylenmese yokmuş gibi oluyor. Söylenince yok olmuşsun gibi.
Sayfa 62 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Reklam
Sanki yerimden kıpırdamazsam, zaman akmayacak, kimse gitmeyecek, her şey böyle ağır çekimde kalacak.
Sayfa 62 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Bir an durup da "Hadi gidelim mi artık?" diye sormuyor ki hayat ne sana, ne sevdiklerine. Boktan bir şaka gibi, bir varmış bir yokmuşsun işte.
Sayfa 59 - Bizim KitaplarKitabı okudu
Duygularımı kaybetmekten o kadar çok korkmuştum ki... Kendimi kaybetmekten... Sonra o beliriverdi. Ben bir seslendim, o da ses verdi bana. Sesine doğru çekildim. Tanıdıktı, sevdikti, güzeldi, iyiydi. Bir kuyunun dibinde oturuyordu, tek kişilik yer vardı. Asla bilemeyeceğim çok fazla duygunun derinliğindeydi. Nefesini tutmuş, hayatı kendi haline bırakmıştı. Ben oralara inemedim. İnilmiyor çünkü... Orası tek kişilik. Kendi nefesimin yettiği kadar gidebildim ona. Parmak uçlarımız değdi birbirine, eminim. Hatta öyle anlar oldu el ele bile tutuştuk biz onunla, biliyorum. Konuşamadıklarıyla taşlaşan nasırlarına dokundum ben onun. Kucağında taşıdıklarını ayırdık, sarmaladık beraber. O ağladı, ben onun ağlayışına ağladım o bilmeden. Tam da o anları aşka yakıştırdım işte ben... Öyle ağırdı ki "Yaslan n'olur," dedim, yaslanmadı bile. Ağırlığını hiç yüklemedi bana. Üzerine yığılmış onca şeyin ortasında nasıl çiçek açtırdı ruhuma? Bahar oldum ben onun kuyusunun yamacında. "Yok canınla" denir ya, yok canıyla can oldu bana. Onca kaybın ardından, kendini tüm güzelliğiyle saklamış olan sen... Dar yollarına inat, nasır nasır hâlâ bir canım kalp olan sen... Hayatla bozuşmuş olsan da kaybolan sokak kedisini arayan sen... Kuyunun dibinde oturuyorsun. Işık ışık kıyılarındayım ben de... Sen seslenmezsin ya, benim bir kulağım sende.
Eksilerde azalır insan sanırsın, çıkarma işlemidir eksilme çünkü... Oysa insan kendi eksisine inmedikçe, kanserli hücrelerini bir bir ayıklamadıkça, hava alsın diye kendi toprağının altını üstüne getirmedikçe tomurcuk tomurcuk nasıl çoğalabilir ki?
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.