Çirkef Batılı Yazarların İslamı Karalama Maksatlı Çirkin Kadın Manipülasyonu...
İnsanlığın, medeniyetin, kültürün, gelişimin merkezi binlerce yıl boyunca hep doğu ve doğu kültürleri olmuş iken; bugünkü temelleri tamamen doğu ilmi, kültürü ve özellikle de zenginliklerini yağmalamaya ve sömürmeye dayanan ve bilhassa barbarlıkla kalkınan batı
Nil nehrini, yıldızları, kavuran sıcakları, egzotik kokularını oradaymış gibi hissedeceğiniz gibi kadınlara karşı;İslamiyet'in, törelerin, toplum baskısını iliklerinize kadar anlayacaksınız.Dünyada kadın olmak zordur fakat İslami esaslara göre yaşayan toplumlarda kadın olmak daha zordur.
Mısır'da yaşayan aristokrat bir ailede bile kadınların bir eşya gibi görüldüğü, hiçbir haklarının olmadığına tanık oluyorsunuz böyle korkunç düzende kadınlar hem aileleri uğruna ,hem sevdikleri uğruna,hem din uğruna, hayatları heba olup gitmiş.
Bu kitabı okuduktan sonra ATATÜRK'e neden minettar olduğum yine ortaya çıktı.. Çünkü kadınlara birey olma hakkını verdi bununla birlikte laikliğin kolu kanadı altında kadınlar korunuyor. kadınlar eğer boşanma hakkını kendisinde görüyorsa bu laikliğin ona verdiği özgürlüktür. Bu kitapta kadınların boşanma hakları yok çünkü boşanmaları için kocalarının onları sakat bırakması lazım kadınlar erkekleri boşayamaz ancak erkekler boşar üç defa boş ol demek yeterli..
Gözlerini uzun, ipek gibi sapsarı saçlardan ayıramıyordu. Bu saçlar adamı deli ederdi! Kadınların saçlarına örtmesini zorunlu kılan eski kurallar yerindeymiş, diye düşündü. Aksi takdirde Bir erkek nasıl namuslu ve dindar bir hayat sürdürebilirdi ki
Mekke'den dönen bir fellah, zemzem suyunu herkesi kutsayacağını düşünerek köy kuyusuna dökmüş. Suda kolera mikrobu olduğu anlaşıldı ve bölgesel bir salgın tehdidiyle karşı karşıya kaldık.
Eğer bir kadın bir erkeği öldürürse, kendini savunmak için bile olsa idam edildiğini, fakat bir erkek bir kadını öldürürse tutuklanmasını bile nadiren söz konusu olduğunu öğrendiler, çünkü erkeğin şerefini koruduğu düşünülüyordu.
"Gezegenimize bir çocuğa bakar gibi bakmalıyız "diyen Caldikort'un sesi dinleyicilerin başlarının üzerinde çınladı. "Ve bu çocuğa lösemi teşhisi konulmuş! Şimdi bu çocuğun kendi çocuğunuz olduğunu düşünün. Çocuğun yaşaması için her taşı yerinden oynatırdınız bir gün değil mi?"