Beşir Ayvazoğlu, üniversite yıllarında hocamızın isteği üzerine Güller Kitabı'nı okuyarak tanıştığım yazar. Çok beğenmiştim Güller Kitabı'nı. Tabi herkese hitap edecek bir yazar değildir diye düşünüyorum çünkü kalemini sevebilmek ve algılayabilmek için biraz edebiyat ile iç içe olunması gerektiğine inanıyorum. Başka kitaplarını da aldım okumak için ancak hep kitaplığımda sıralarını bekliyorlardı ki tesadüfi olarak okulda Kuğunun Son Şarkısı kitabı önüme gelince daha fazla bekleme, bir kitap daha oku Beşir Ayvazoğlu'dan dedim kendime. Beğeneceğime şüphem yoktu çünkü ki öyle de oldu. İyi ki okudum, dedim. Kitapta yaşadığı döneme damgasını vurmuş dört isim; Şeyh Galip, Hattat Mustafa Râkım, Dede Efendi ve Hâlet Efendi anlatılıyor. Şair Seyh Galip için ayrılan kısım daha fazla ve dört isim de bizim hiç bilmediğimiz yönleriyle anlatılmış. Kimisi kısacık hayatlarına oldukça büyük başarılar sığdırmış kimisi de dünyada kapladığı ufacık benliğiyle yeri yerinden oynatmış. Kitap edebi bir içerik ve edebi bir dile sahip o yüzden herkes çok beğenerek okuyacaktır ya da sevecektir diyemem. Daha çok edebiyat özellikle de eski edebiyatseverlerin hoşuna gidecek bir içeriğe sahip. Biraz tabiî Osmanlı Türkçesine de hakim olunursa daha net anlaşılacaktır. Velhasılıkelam eğer edebiyat bağlamında güzel bir kalem, dolu bir içerik okuyayım diyorsanız Beşir Ayvazoğlu ile hangi kitabı olursa olsun tanışmanızı tavsiye ederim.
Buram buram tarih kokuyor bu kitap.
Çiçek hanım’ın Sultan Cem’e olan hayranlığı ile araştırmalar yapar, bir roman yazar. Bu sayede Sezai bey ile tanışır. Sezai beyin de bu konu üzerinde durması ile araştırmalarını arttırırlar.
Sultan Cem’i ve bir çok şehzadeyi misafir eden Muradiye külliyesi. Yazar öyle güzel anlatmış ki yaşadığım şehir Bursa’da okurken bir kez daha gezdim sokakları. Bir kez daha sevdim şehrimi.
Aynı zamanda 8 hikaye barındıran kitapta Şehzade ölümleri, iktidar savaşları, kardeş katleri, taht savaşları’nı okuyoruz.
Severek okudum. Tarihe ilgi duyanlar, hikaye sevenler kitabı bir incelesin
Kınalızâde Ali Efendi Ahlâk-ı Alâî'sinde erkek veya kadının aşık olmasının çok zararları bulunduğunu söyler. Ona göre aşk bütün saadet kapılarını kapatan bir felakettir.