📚Kurtlar Arasında Çıplak - Bruno Aptiz📚
Kurtlar Arasında Çıplak romanı, Buchenwald Toplama Kampı’ndaki bir grup tutuklunun direnişini anlatıyor. Ama ne direniş? Yazar kendisi de sekiz yıl boyunca toplama kampında kalmış. Büyük ihtimal anlattıklarının çoğu gerçek… Açlık, hastalık, işkence ve daha fazlası kitapta anlatılmış. İşin daha zor tarafı da bir Polonyalı çocuğun gizlice bu kampta yaşatılmasıydı. Tutuklular kendi aralarında SS’lerden gizleyerek Yahudi bir çocuğu büyütürler…
-Kitabın sonlarına geldiğimde keşke bütün bunlar kurgu olsa dedim. Bir taraftan insanoğlunun ne kadar acımasız olabileceğini görürken bir taraftan da bir amaç etrafında nasıl direniş gösterilebilir ona şahit oluyorsunuz. Alman yazar Bruno Apitz’in dili de oldukça başarılıydı. Yordam Yayınları bu yeni kitabıyla yine bizleri yanıltmamış. Konuya veyahut döneme ilgi duyanlara öneririm.
Bruno Apitz, yaşamının sekiz yılını Buchenwald Toplama Kampı'nda geçirmiş.Kurtlar Arasında Çıplak da Buchenwald Toplama Kampın'daki bir direniş hikâyesini anlatıyor.Kampa, bir valiz içinde gizlice sokulan Yahudi küçük çocuk, bu direnişin sembolü olur âdeta.Çocuğu SS'lerden saklamaya çalışan tutukluların, uzun zamanda büyük özverilerilerle organize ettiği bir başkaldırı planı da vardır.
Yaklaşan Alman yenilgisiyle birlikte boşaltılacak olan kamptaki, tutukluların ve SS'lerin yaşadığı ölüm kalım savaşının gerilimi çok güzel yansıtılmış.
Tutuklular, öldürülmenin ya da ölüm yürüşüne sürülmenin kaygısını yaşarken, SS'ler de kendi canlarını kurtarmanın derdinde.
Toplama kamplarının dehşetini pek çok kitapta okudum ama kampın boşaltılması ile ilgili bir sürecin konu edildiği bir kitap okumadım.
Bu açıdan ilgi çekiciydi benim için.
Karakterleri takipte biraz zorlandığımı söylemeliyim.Özellikle SS görevlilerini.
Kitap sinemaya da uyarlanmış.
Kurtlar Arasında Çıplak kitabı 1963 ve 2015'te sinemaya uyarlanan bir eser. Hatta ben filmini daha önce izlemişim. Afişi görünce hatırladım. Kitap belgesel niteliği taşıyor. Ancak sadece gerçeği anlatan bir anlatı olarak değil Bruno Apitz'in yaşadıklarından süzülen edebi yansımaları olarak da bakmak lazım. Aşıladığı umutla diğer holocaust eserlerinden ayrılıyor diye düşünüyorum. Adeta 1938'deki İspanya İç Savaşı gibi burada da her ulustan devrimciler özgürlük için savaşıyor. Yer yer en yakın arkadaşından şüpheleneni de sorguda yanındaki yoldaşını yüreklendireni de görüyoruz romanda. Yaşamak güdüsünün bir başkaldırıya nasıl dönüşebileceğini Apitz'in kaleminden okudum. Diyaloglarda tek eleştirim şu olabilir . Bazı kişilerin diyaloğunda benzerlik var . Yani sanki aynı kişi konuşuyormuş gibi oluyor. Ancak bu bir tiyatro eseri ya da sinema filmi senaryosu olmadığı için çok dikkate almadım. Yine de senarist bu metinde çok oynamıştır diye düşünüyorum. Filmi bir daha izleyeceğim bunun için. İyi ki okudum dediklerimden oldu bu kitap. Tavsiye ederim.