“KADIN üzüntülü, kafası karışık, bitkin ya da umutsuz olduğunda yalnız olmadığını hissetmek ister, koşulsuz sevgi ve saygı arar, duygularını paylaşmayı, anlayış ve değer görmeyi arzular ama en çok kendisini dinleyecek birine ihtiyaç duyar. Bu kadim ihtiyaçları karşılandığında melek gibi olur, karşılanmadığında ise uçan süpergesine biner ve gider, giderken de tozu dumana katar…”
KADIN, 'Seni seviyorum' lafı yerine, erkeğin dokunuşlarıyla, bakışlarıyla, sözleriyle ve seçimleriyle özel ve değerli hissettirmesini, laflarını icraate dökmesini sever.
Bir şeyi netleştirelim; kavuşunca AŞK BİTMEZ, alışınca AŞK bitmez, zamanla AŞK bitmez, cicim ayları geçince AŞK bitmez, evlenince AŞK bitmez, aynı evi paylaşınca AŞK bitmez, yaşlandıkça AŞK bitmez ama nezaketi kaybedince AŞK biter, özensiz davrandıkça AŞK biter, arkadaş kalamayınca AŞK biter, birlikte eğlenmeyi unutunca AŞK biter, sözünde durmadıkça AŞK biter, yalan söyleyince AŞK biter, saygı ve güven bitince AŞK biter, empati yapmayınca AŞK biter, ruhu değil bedenini sahiplendikçe AŞK biter, şehvete yatırım yapmayınca AŞK biter, ‘Nasıl olsa benim’ düşüncesiyle AŞK biter, ötekinin dilinde sevgi ve değer göstermedikçe AŞK biter, 'Nasıl olsa gitmez, gidemez’ deyince AŞK biter.