Özel gereksinimli bireylerle artık hayatın her alanında biraradayız. Eskiden çok daha az rastladığımız özel durumlar artık sıradanlaştı ve sayıca ciddi oranda arttı.
Kitabın en önemli özelliği böyle bir bireyin ağzından yazılmış olması. Onun duygularını anlamaya çalışırken ister istemez empati sempatiye dönüşüyor ve onun duygularını da sırtlamış oluyor okuyan kişi. Bu anlamda duygusal hassasiyeti olanların okumaması daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.
Kitapta insanın hayatı sorguladığı ve aslında farkında olmadan karşılaştığımız bazı olayları analiz etmek durumunda kaldığı çok güzel ,
tekrar tekrar okunası bölümler var.
Çaresizlik, yoksunluk , akran zorbalığı, toplum baskısı,yalnızlık, kabul görme isteği , onaylanma ihtiyacı ...çok net biçimde , son derece etkileyici şekilde ifade edilmiş.
Bilim tarihinde adı duyulmuş, duyulmamış pek çok insanın aslında ne kadar da adanmışlıkla çalıştığını okurken Marie Curie geliyor insanın aklına . Hayatını hiçe sayarak kendini adama hali, karakterin aslında dünyadan geçip gideceğini ama sonraki nesiller için birşeyler yapabilirse yaşamış olmanın tatmini içinde öleceğini hissettiği ve bize de hissettirdiği bir olay örgüsü içinde sunulmuş okuyucuya.
Çocuklarla iletişimde olan tüm meslek sahiplerinin ya da ebeveynlerin mutlaka okuması gereken düşündürücü ve farkındalık yaratan bir kitap.
Herkese keyifli okumalar...