Şiirin bir öntasarıma dayalı olması, şiiri bir "nesne" kılmaz. Oldukça garip bir durum bu: hem öntasarıma dayansın, hem de nesne olmasın!.. Bu varoluşçu çatışkıyı nasıl çözeceğiz? Bana öyle geliyor ki şiir, bir öntasarıma dayandığı için nesneye yakınsa, okuyucu tarafından özü(anlamı) yeniden kurulduğu için de "bilinç"e yakındır. "Nesne ile bilinç arasında bir yerdedir." diyebiliriz.