Hristiyanlar uzun süredir, gerek fiziksel evrenin gerekse dünya üzerindeki her canlının uyumlu yapısının, bir yararıcının dahiyane tasarımını yansıttığını ve böylece de sevdikleri bir Tanrı karakterinin varlığına kanıt oluşturduğunu düşünüyordu. Türlerin Kökeni kitabının ABD’deki ilk tanıtımlarını yürüten Gray, Darwin’e kitanın teolojik yaklaşımını sorduğunda, Darwin “Ateistçe yazmak gibi bir niyetim yoktu,” yanıtını veriyordu. “Fakat her şeyi başkaları gibi düz göremiyorum. Sonuçta istediğim, herkesin iyiliğini göz önünde bulundurmak. Bence dünya çok fazla ıstırapla dolu ve evreni, iyiliksever ve her şeye gücü yeten bir Tanrı’nın, su sineklerini tırtılların canlı bedenlerinden beslenmeleri ya da bir kediyi farelerle oynaması için tasarlayarak yaratmış olabileceği fikri bana yeterince ikna edici gelmiyor.” Bazı muhafazakar tanrıbilimciler ve dindar bilim adamları bunun, Darwinizm’in Hristiyan dünya görüşü ile nihai hesaplaşması olduğunu düşünmeye başladılar: Olumluya doğru değişim rastlantısal ve doğal ayıklanma acımasızdı. Eğer doğa, yaratıcının karakterini yansıtıyorsa, o zaman, Darwinci dünyanın tanrısı da rastlantısal ve acımasızca davranıyordu. Darwin böyle bir Tanrı’yı kabullenemedi ve bir agnostik (bilinemezci) oldu.
"Bir çoğunluğun, ister fikir meselelerinde, isterse kişisel tavır meselelerinde belirleyici olması, en az bulaşıcı bir hastalık kadar tehlikeli ve anti-demokratik bir kavramdır ve bundan kötüsü olamaz."
Her iki davadaki sanıklar da suçlarını itiraf etmişler ve Darrow onları psikolojik determinizm kavramını kullanarak ölüm cezasından kurtarmıştı. Darrow, Ömer Hayyam'dan şu alıntıyı yapıyordu: "Oynadığımız oyundaki kuklalardan başka bir şey değiliz."
"Şimdi okullarınızda bilimi öğretmeyi kabul edeceksek, bu öğretim bilim adamları tarafından yapılmalıdır. ... Bugüne dek doğa bilimi hâzinemize en küçük bir katkıda bile bulunmamış olan rahipler, peygamberler ve Tanrı'nın kendisi bu işe karıştırılmamalıdır."
Bu uslamlama, Bryan'in politik felsefesinin özü haline gelmişti. "Demokrasinin özü, halk neyi talep ediyorsa, onu sağlamaktır," diye yazmıştı bir keresinde.
"Tann'ya inancını yitirdikten sonra, okulda öğrendiklerinin bir insana ne faydası olabilir ki?"(25) Bu, Bryan'ın Scopes Davası'ndaki en önemli dayanaklarından biri olacaktı.