"Bir çoğunluğun, ister fikir meselelerinde, isterse kişisel tavır meselelerinde belirleyici olması, en az bulaşıcı bir hastalık kadar tehlikeli ve anti-demokratik bir kavramdır ve bundan kötüsü olamaz."
"Şimdi okullarınızda bilimi öğretmeyi kabul edeceksek, bu öğretim bilim adamları tarafından yapılmalıdır. ... Bugüne dek doğa bilimi hâzinemize en küçük bir katkıda bile bulunmamış olan rahipler, peygamberler ve Tanrı'nın kendisi bu işe karıştırılmamalıdır."
Bu uslamlama, Bryan'in politik felsefesinin özü haline gelmişti. "Demokrasinin özü, halk neyi talep ediyorsa, onu sağlamaktır," diye yazmıştı bir keresinde.
"Tann'ya inancını yitirdikten sonra, okulda öğrendiklerinin bir insana ne faydası olabilir ki?"(25) Bu, Bryan'ın Scopes Davası'ndaki en önemli dayanaklarından biri olacaktı.
"Onlar, dini yargılamak için geldiler buraya. Bense, dini savunmak için buradayım. İstedikleri her soruyu sorabilirler bana."
Kalabalık kükreyerek onayladı. "İzleyiciden büyük tezahürat," diye geveledi Darrow
"'Köylü' diye baktıklarınızdan," diye gürledi Bryan, "Aşağıladığınız insanlardan."
Darrow bu suçlamayı, hasminin gözlerini dikerek geri püskürttü: "Siz ise sizin aptal dininize inanmayan bilim adamlarını ve dünyada bir şeyler öğrenmeye çalışan herkesi aşağılıyorsunuz."