Esra Yalazan

Kelimeler Ve Kader yazarı
Yazar
8.7/10
6 Kişi
15
Okunma
7
Beğeni
2.790
Görüntülenme

Hakkında

29 Aralık 1965; Ankara’da camların buzdan kristal çiçeklerle parladığı bir kış günü başladı garip yolculuğuna… Tam 20 yıl, bir zamanlar mağrur, soylu, biraz mahcup, yalnızlığıyla kendi üstüne kapalı, fazlasıyla siyasi o ‘yokuş şehrin’ badem ağaçlı sokaklarında, loş okul kantinlerinde, rutubetli sinema salonlarında, kalabalık tiyatro fuayelerinde, dostlarıyla buluştuğu çay bahçelerinde, pudra kokan kitapçılarında, ıssız parklarında dolaştı durdu. Kolej yıllarında Shakespeare’in hayal gücünü besleyen ‘gerçekçi’ sesiyle tanışınca İngiliz kültürünü ve edebiyatını sevdi. O büyülü andan beri kendisini İngiliz sananlara hiç itiraz etmiyor. Okulu bitirince İtalyan dili ve edebiyatıyla başka coğrafyalara seyahat etmek istedi. Ama kader işte, hocalarından birisinin işgüzarlığı yüzünden yanlışlıkla iktisat okudu. Çok sıkıldı; arkasına bakmadan Fransa’ya kaçtı. Strasbourg Üniversitesi’nde başka bir lisanla, kültürle tanıştı. Bisikletle nehir kenarında dolaştı; öğrenci kahvelerinde özgürlüğün tadını çıkarttı. Paris’e taşındığında, ‘serseri gençlik’ hülyalarını uzatmak istediği için turizm okudu. Haliyle dönünce kendini otel yöneticileriyle toplantı yaparken buldu. Ve elbette yine çok sıkıldı. Sıkıntısını gidermek için dergilerde yazmaya başladı. O işi çok sevdi. Muhtelif dergi ve gazetelerde muhabir, röportajcı, editör, yayın yönetmeni, yazar, yayın direktörü ve danışmanı olarak çalıştı. Hâlâ kelimelerin, okuyanın/yazanın kaderini değiştirebileceğine, edebiyatın insanı ‘iyileştirdiğine’ inandığı için yazıyor. Gelecekte ne olacağını henüz bilmiyor.
Ünvan:
Editör,yazar
Doğum:
Ankara, 29 Aralık 1965

Okurlar

7 okur beğendi.
15 okur okudu.
22 okur okuyacak.

Okur demografisi

Kadın% 0.0
Erkek% 0.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Kadınların hiçbir zaman akıtmadıkları okyanuslar dolusu gözyaşı vardır, annelerinin, babalarının, toplumun ve kendi sırlarını mezara götürmek üzere eğitilmişlerdir. Bir kadının ağlaması tehlikeli olarak değerlendirilir, çünkü ağlamak, taşıdıkları sırların sürgülerini ve kilitlerini gevşetir.”
Sayfa 135·Kitabı okudu
“Biz insanlar hep ‘olağanüstü bir şey’ olacakmış gibi yaşar, sona yaklaşırken hakikati basit bir reddedişle kabulleniriz.”
Sayfa 7·Kitabı okudu
Reklam
Reklam