Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eugene Kennedy

8.3/10
19 Kişi
73
Okunma
5
Beğeni
1.631
Görüntülenme

Eugene Kennedy Gönderileri

Eugene Kennedy kitaplarını, Eugene Kennedy sözleri ve alıntılarını, Eugene Kennedy yazarlarını, Eugene Kennedy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendimize inanmadığımızda, kendi yolumuzdaki en büyük engel, yine biziz. Başımıza gelenleri açıklamak için iyi bir neden bulabilsek de, "kara talih"imizin gerçek yazarları kendimiziz. Yaşamın dışına çıkıp, bütün olanları kadere ve dış nedenlere yükleyerek, risk almaktan korkarak, kim olduğumuzu, ne olabileceğimizi, ne kadar derinden sevip sevilebileceğimizi asla bilemeyiz.
Yaşamda kurban durumunda bulunmak, ancak, bunu biz öyle istiyorsak gerçekleşir.
Reklam
Yaşam, haketmediğimiz halde yakalanmış olduğumuz bir veba hastalığı değildir. Biz öyle durup dururken, bize yapılmış bir şey de değildir. Varoluşun kurbanları değiliz. Eğer kendimizi psikolojik bir hapishanedeki mahkumlar gibi hissediyorsak, bu, kapıları içeriden kilitlemiş olmamızdandır.
Kendimize biraz uzaktan bakarsak, eksikliklerimize karşı biraz daha hoşgörülü olur, küçük kibirliliklerimize tebessüm bile edebiliriz. Kendimize yönelik bu gülümseyişler, başarısızlıklarımızı bağışlamamıza, yaralarımızı sarmamıza yardım eder.
İnsan olma durumumuzu, bu kadar temel olan bir şeyi sevmediğimizde, yaşamımıza gereksiz bir sürü, yapay ızdırabı da sokmuş oluruz. Kendimize insan olabilme iznini vermeyi reddediyoruz demektir.
Doksan yaşlarında bir şair olan Melville Cane'e bir zamanlar uzun yaşamasının sırrını sormuşlar. Soruyu soranın ciddi olduğundan emin olduktan sonra, yanıtı, "günahlarım, sevaplarım ve acılarımla birlikte yaşamak" olmuştu.
Reklam
Duygularımız aracılığıyla kendimize sürekli bir şeyler söylemekteyiz.
Yaptığımız ya da söylediğimiz her şeyde, benliğimize ilişkin işaretler vardır. Bunlar biraz da, kendi gerçeğimize giden patikada yolumuzu kaybetmemek için bırakılmış, işaret taşlarına benzemektedir.
kendimize ilişkin çizdiğimiz resim, kendimizde görmeye izin verebildiklerimize ve yaşadıklarımızı isimlendirişimize bağlıdır.
İnsanlığımızın çeşitli yönlerinden ne kadar çoğunu kabullenirsek, bunlar bizi o denli az rahatsız ederler. Böylelikle kendimizi kontrol gücümüz ve kendimize güvenimiz artmış olur. Özetle, tuhaf düşünce ya da duygularımızın olması, kişilik olarak da "tuhaf" olduğumuz anlamına gelmez.
Reklam
Aslında sorunumuz, başkalarının bizi nasıl gördüğü değil, bizim kendimizi nasıl gördüğümüzdür. Sıkıntımız, dıştaki güvenilmez dünyadan değil, içimizdekine güvenemeyişimizden kaynaklanmaktadır. Zaten zor ve kısa olan hayatımızı, bir de kendimize bu şekilde sert davranarak güçleştirmemize hiç gerek yoktur.
Nedense, kendi yalnızlıklarımızın güvensiz mimarlarının, yine kendimiz olduğuna inanmaktansa, başka her şeye inanmayı yeğleriz. Oysa, kendimizi yaralamaktan ve incinmekten korumak için saklandığımız o "yalnızlığımız", aslında boş ve acı verici bir yerdir.
Başkaları kendisini sevmeyecek diye korkan bir insanın, bu korkusundan daha kötü ve özgürlüğünü elinden alan bir başka korku var mıdır acaba?
Kendimize biraz zaman tanır ve sakin olabilirsek, belki, kim olduğumuzu ve neye benzediğimizi duyabiliriz.
Başkaları kendisini sevmeyecek diye korkan bir insanın, bu korkusundan daha kötü ve özgürlüğünü elinden alan bir başka bir korku var mıdır acaba?
190 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.