Gani Müjde (27 Kasım 1959, İstanbul), Türk yazar, karikatürist, senarist, yönetmen, sunucu. Güngören İzzet Ünver Lisesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Sinema - Televizyon Bölümü mezunudur.
Kosova-Prizren göçmeni bir ailenin dördüncü ve son çocuğudur. Lise yıllarında karikatüre olan ilgisi nedeni ile Gırgır dergisine gidip gelirken zamanla dergide çalışmaya başladı. Sekiz yıla yakın bir süre Gırgır ve Fırt dergilerinde çalıştı. Laklak adlı dergide bir süre editörlük yaptı. Sonra bir grup arkadaşı ile birlikte ayrılıp Limon dergisini kurdu. Bu dergide "Peynir Gemisi" başlığı altında sürekli yazılar yazmaya başladı. Tükenmezkalem adlı bir yazım ve prodüksiyon şirketi kurdu.
Sanatçı Belma Canciğer ile evlidir. Ece Su ve Arda adında iki çocuğu vardır
Oysa ne mecnundum, ne teselliye ihtiyacım vardı. Aşıklar neden sabahın köründe uyanır? Ayrılık neden üşütür insanı? Neden ellerimizi iki bacağımızın arasına koyup erkenden uyuruz? Bilemezdim.
3 Aralık 1980
Kira davalarının bile 6 ay sürdüğü ülkemizde 17 yaşındaki Erdal Eren 17 gün süren yıldırım yargılama sonucu idam edildi.
5 Aralık 1980
Erdal Eren'in avukatlarına savunma yapma izni verildi.
Kitap nasıl anlatsam son kullana tarihi geçmiş bir kitap oldu benim için. 1999 2000 yılları için çok güzel eğlenceli bir kitap ama günümüzde artık işlevini, gülümseyişini yitirdi maalesef.
Uğur Dündar, Reha Muhtar, Muazzez Ersoy ve tabi Saadettin Teksoy anlamını yitirmiş unutulmuş gitmiş. Bu sebeple artık bir anlam ifade etmiyor.
Türkiye'de siyasileri eleştirmenin vatan hainliği sayılmadığı zamanlar olması ne güzel.
Bu kitabı ilk yayınlandığı 91 senesinde okumak isterdim ama sanırım o zamanlar kitaplar benim için kemirilecek şeylerdi.
Gani Müjde eleştirinin dozu bazen öyle yükselmiş ki neredeyse acıma başlıyorsunuz. Bunu hissettiğimi fark edince aslında kara mizah ve yüksek perdeden eleştiri, eleştirilen kişiye sempati ve sevgi uyandırıyormuş. Hal böyle olunca eleştiri ve mizahı dozunda yapmak gerektiğini düşünmeye başladım. Yoksa okları tam tersine çevirip farkındalığı arttırmak yerine gereksiz vicdan azabı hissedip hedefteki kişiye karşı koruma içgüdüsü uyandırabiliyor. İlacın nasıl fazlası zehir ise, eleştirinin fazlası da aynı etkiyi yapıyor.
Siyasi mizah zaman ve yaşanan olaylar ile çok yakından ilişkili olduğu için üstünden 30 sene geçtikten sonra okununca ilk zamanlardaki etkiyi yaratmadığı kesin. Buna rağmen Türkiye'de bunların yapıldığını görmek şu anki durumumuzun farkına varmamızı sağlıyor.
Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.
Az önce alıntı yapa yapa bitiremedim kitabı. Bazı bölümlerini tamamen buraya yazmak gerekirdi. Ama yazmıyorum. Yazmıyorum ki okuyun. Sanırım kitap 1990 yılında yazılmış. O zaman daha 9 yaşındaydım. O zamanları çok fazla olmasa da hatırlıyorum. Sonradan da biraz kitaplardan, medyadan, sohbetlerden daha fazla şey öğrendim. Gani Müjde o dönemi mizahi bir üslupla bize anlatıyor. Kitap boyunca gülümseten, yer yer kahkaha attıran esprileri, mizahı, bazı yerlerde hayran bırakan zekice yapılmış göndermeleri ile kitabı oldukça beğendim. Gülse Birsel gibi günümüzün mizahçılarını da üslup olarak oldukça etkilemiş olmalı.
1980leri ve 90ları genç veya orta yaşlarda yaşamış kişiler kitapta geçen olayları, anıları, göndermeleri çok daha iyi anlayacaktır. Açıkçası o bilgi seviyesi ve o yaşanmışlıkların tecrübesi ile kitabı okumak ve daha çok keyif almak isterdim.
Bu kitap Gani Müjdenin Peynir Gemisi kitabının ikincisiymiş. Peynir Gemisi oldukça tutmuş bir kitapmış. Burası T.ö.rkiye kitabını bu kadar beğendiysem Peynir Gemisine hayran kalabilirim.
Aslında her yıl için o yılı ya da dönemi anlatan bu tarz kitaplar olsa tarih kitaplarından çok fazla öğretici olur. Velhasıl kelam okuyun, okutturun efendim.